2023 yılının son çeyreğinden bu yana Gazze Şeridi bölgenin sosyal, ekonomik ve kurumsal yapısını köklü biçimde sarsan uzun süreli ve giderek derinleşen bir kriz sürecine girmiştir. Çatışmanın uzun vadede etkileri nüfusun büyük bölümünün günlük yaşamını sürdürebilmesini zorlaştırmış; altyapıdan kamu hizmetlerine kadar pek çok alan ciddi şekilde etkilenmiştir. Bu dönemde hem insani koşulların kötüleşmesi hem de temel hizmet ağlarının giderek zayıflaması, bölgedeki genel insani tabloyu küresel ölçekte kaygı verici bir noktaya taşımıştır.
7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi, Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün “benzeri görülmemiş insani kriz” olarak tanımladığı ağır bir yıkımla karşı karşıya kalmıştır (1). İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) raporlarına göre, bu dönemde yoğun bombardıman, yaygın zorunlu yerinden edilmeler ve temel yaşam hizmetlerinin çökmesi sonucu yaklaşık 2,3 milyon kişi güvenli barınma, gıda, temiz su ve sağlık hizmetlerine erişimde ciddi zorluk yaşamaktadır (2). DSÖ’nun “Attacks on Health Care” (Sağlık Hizmetlerine Yönelik Saldırılar) verilerine göre bu süre boyunca sağlık sistemine yönelik en az 500 saldırı doğrulanmış, hastanelerin yaklaşık 36’sının yarı işlevsel veya tamamen kapalı hâle geldiği bildirilmektedir (3). Sağlık çalışanları açısından, farklı kaynaklara göre en az 1.400 sağlık çalışanı hayatını kaybetmiş; sayısı binleri bulan yaralanma ve gözaltı vakası bildirilmiştir (4). Sağlık altyapısının çökmesiyle birlikte bulaşıcı hastalık vakaları, su-sanitasyon kaynaklı salgın riskleri ile travma vakaları keskin şekilde artmıştır. BM, Gazze’nin artık “işleyen bir sağlık sistemi olmayan bir bölgeye” dönüşmekte olduğunu belirtmiştir. Hem DSÖ hem de BM, sivillerin korunması, sağlık tesislerine erişimin sağlanması ve insani yardımın kesintisiz şekilde bölgeye ulaştırılması gerektiğini uluslararası topluma defalarca çağrı niteliğinde vurgulamıştır (5).
Mevcut koşullar altında Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin büyük bölümü ya tamamen hizmet dışı kalmış ya da acil durum çadırlarında sınırlı personel ve yetersiz yatak kapasiteleriyle asgari düzeyde faaliyet göstermektedir. Bölge genelinde oldukça az sayıda hastane kısmen hizmet verebilmekte, bu hastanelerde görev yapan uzman doktorlar ve hemşireler ise tüm eksikliklere rağmen yoğun psikolojik yük altında görevlerini sürdürmektedir.
Savaş koşullarında sağlıklı veri toplanmasının güçlüğü nedeniyle personel sayısına ilişkin resmi rakamlar belirsizdir. Ancak Filistin Sağlık Bakanlığı, OCHA, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) gibi yerel ve uluslararası kuruluşlar, 7 Ekim 2023’ten bu yana çok sayıda sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, yaralandığını ya da gözaltına alındığını bildirmekte; bu durumun sağlık sisteminin kapasitesini ciddi ölçüde azalttığını vurgulamaktadır (6). Rakamlara göre Gazze Şeridi’nde en az 1.734 sağlık çalışanı yaşamını yitirmiş, yaralanmış veya gözaltına alınmıştır. Kısıtlı imkanlarla çalışan hastanelerin ise yaralı ve hastalarla dolup taşmış durumda olması, mevcut trajedi ortamında sağlık çalışanları üzerinde de ciddi bir baskı oluşturmuş, çalışanların çoğu maaş alamadan, neredeyse tüm insani ihtiyaçlardan mahrum bir şekilde ve ailelerini göremeden hizmet vermektedir (3).
Mevcut sağlık kuruluşlarında tıbbi malzeme stokları kritik seviyededir. Kan üniteleri, ağrı kesiciler, temel antibiyotikler, tıbbi solüsyonlar, çocuk aşıları, anestezikler, ameliyathane ekipmanları, oksijen ve yakıt jeneratörleri gibi temel ihtiyaç malzemeleri son derece sınırlı miktarlarda zor şartlar altında temin edilebilmektedir (7). Hem tıbbi hem de temel ihtiyaç malzemeleri için uluslararası yardımlar devam etmekte ancak bu yardımlar ihtiyaçların sadece bir kısmını karşılamaktadır. DSÖ ve BM bazı dönemlerde malzeme akışının iyileştiğini belirtmekle birlikte bu akışın sağlık sistemini yeniden başlatmak ve acil müdahale gerektiren vakalar ve salgın hastalıklarla başa çıkmak için gereken miktarın çok altında olduğunu belirtmektedir (1).
Bölgede sağlık malzemelerine olan ihtiyaç yüksek seviyededir ancak güvenli koşulların sürdürülememesi ve yaralı sayısının giderek artması sağlık çalışanlarının faaliyetlerini yürütmesini de her geçen gün güçleştirmektedir. Örneğin bölgede Yeryüzü Doktorları ilk günden itibaren sahaya inerek acil müdahalelere başlamış Şifa ve Endonezya hastanelerine medikal malzeme desteği vermiştir. Ancak dernek merkezi ve derneğe bağlı olan Han Yunus Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi hedef alınarak tedarik noktaları vurulmuştur. Buna rağmen ekipler bölgede tek ulaşılabilir sağlık destek istasyonunu kurarak hizmet vermeye devam etmişlerdir. Aynı zamanda Kuzey Gazze’nin tahliyesinden sonra da hayati risk devam etmesine rağmen bazı doktorlar bölgede kalmış ve çalışmalarını sürdürmüştür. Gelinen noktada Gazze’de sağlık sisteminin yeniden işler hale gelmesi için altyapının güçlendirilmesi, güvenliğin sağlanması ve sağlık çalışanlarının desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
Tıbbi destek, su ve gıda desteği, yakıt desteği ve diğer her türlü yardım faaliyetleri farklı yollarla ve dönemsel olarak ulaştırıldığı için tek bir sabit oran belirlemek mümkün olmamaktadır. Koordinasyon OCHA, WHO ve BM kurumları ile BM ve ICRC gibi büyük uluslararası ve insani yardım kuruluşları aracılığıyla yürütülmektedir (1). ICRC, hastaların ve sahadaki tıbbi malzemelerin geçişini ve naklini kolaylaştırmada kritik bir rol üstlenmektedir. MSF, MedGlobal, BM, Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ve yerel ortaklardan oluşan diğer kuruluşlar ise güvenlik durumunun elverdiği durumlarda malzemelerin dağıtımını koordine etmektedir. Güvenliğin sağlanamadığı, yolların kapalı olduğu veya yakıt temininin mümkün olmadığı durumlarda ise yardım faaliyetleri aksamakta ve koordinasyon güçleşmektedir.
Bölgeye malzeme girişine yalnızca belirlenen ve anlaşmalı kurumlar aracılığıyla izin verilmektedir. Bu durum, insani yardımın adil ve etkin biçimde ulaştırılmasını ciddi şekilde zorlaştırmaktadır. BM ve ICRC, bölgedeki insani yardım faaliyetlerini koordine edebilmek amacıyla ilgili koordinasyon merkeziyle iletişim kurmaktadır. Her ne kadar bu merkezde Filistin Devleti temsil edilse de fiilî olarak koordinasyonun büyük bölümü İsrail kontrolünde yürütülmektedir. Adı geçen ilgili kurumlar acil durumda bölge ile en etkili iletişime sahip uluslararası kuruluşlar olarak örnek gösterilebilir.
Ateşkes sırasında bölgeye daha fazla yardım tırı giriş yapmakta, tıbbi tahliyeler ve transferler artmakta, ilaç ve ekipmana erişim önemli ölçüde iyileşmektedir. Ancak bu iyileşmenin geçici olduğu ve ateşkes süresince açık geçiş noktalarıyla sınırlı kaldığı göz ardı edilmemelidir. Sürdürülebilir bir tedarik zinciri için sınır geçişlerinin açık kalması, yeterli yakıt ve malzemenin sağlanması ve ihtiyaçların bulunduğu depoların güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Yoğun ihtiyaçlar nedeniyle tedarik edilen malzemeler hızla tükenmekte ve kalan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamamaktadır. Bu nedenle ateşkesin krizi geçici olarak hafiflettiği, ambargo tamamen kalkmadıkça ve lojistik önlemler alınmadıkça tüm ihtiyaçların tam olarak karşılanamayacağı kesindir.
Yapılan anlaşma sonrasında yardımların bölgeye daha düzenli şekilde ulaşması sağlanabilmektedir. Bu durum yaşamın tüm yönlerinde hissedilen kısmi bir iyileşmeye sebep olmuştur. Ancak iki yıl süren çatışmaların ardından meydana gelen yıkım ve temel ihtiyaçların dahi karşılanamaması insani yardım ihtiyacını daha da artırmıştır. Sağlık hizmetleri sınırlı ölçüde verilebilse de ulaşım imkânlarının kısıtlılığı hem mobil sağlık hizmetlerine ihtiyacı arttırmış hem de mobil hizmetlerin sürdürülmesini zorlaştırmıştır. Lojistik açıdan ciddi sıkıntıların yaşandığı bölgede ihtiyaç duyulan binek araçların onarımı için gerekli malzemeler yüksek maliyetlerine rağmen temin edilse de araçların ağır hasarlı olması ve mevcut yolların araçlara zarar veriyor oluşu hizmetlerin sürdürülebilirliğini büyük ölçüde engellemektedir. Ateşkes sonrasında malzeme tedariği kısmen kolaylaşmış olsa da çalınma ve el konulma vakalarının yaşanabiliyor olması da yardım faaliyetlerini güçleştirmektedir.
Bölgedeki zorlu koşullar nedeniyle Gazze Sağlık Bakanlığı, uluslararası kuruluşlar, sağlık dernekleri tarafından aktarılan rakamlar farklılık göstermektedir. Ancak birçok kaynak 7 Ekim’den bu yana binlerce sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, gözaltına alındığını ve yaralandığını belgelemiştir. Raporlar, araştırmalar ve haber yazıları yüz binlere varan sayılardan bahsetmektedir. Mevcut durumda ölüm ve gözaltıların toplam sayısı bilinmemekle birlikte, henüz birçok vaka resmi olarak belgelenememekte ve gerçek sayının çok daha yüksek olabileceği konusunda uyarıda bulunulmaktadır. Bu nedenle şu anda tek bir güvenilir nihai rakam veremeyiz ancak derlenen kaynaklar sağlık çalışanları arasında kayıpların çok ağır olduğunu göstermektedir.
Gözaltına alınan sağlık personelini desteklemek için yapılan dayanışma girişimleri ile ilgili olarak doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının serbest bırakılmasını talep eden insan hakları örgütleri tarafından uluslararası kampanyaların düzenlendiği bilinmektedir. Dr. Hussam Abu Safiya gibi medyanın ve dayanışma programlarının konusu olan isimler hakkında çeşitli raporlar yayınlanmaktadır. Ayrıca uluslararası tıp örgütleri bu kişilerin korunmasını ve serbest bırakılmasını isteyen, diğer kısıtlamaların kaldırılmasını talep eden dayanışma bildirileri yayınlamıştır. Tüm bunlara rağmen gözaltına alınan sağlık personelinin serbest bırakılması için sürdürülen çabalar önemli hukuki ve siyasi engellerle karşılaşmaya devam etmektedir. Bugüne kadar 1.734 sağlık çalışanının hayatını kaybettiği yetkililer tarafından belirtilmekte ve mevcut güvensiz ortam ise sağlık hizmetlerinin sürdürülmesinin önündeki en büyük engel olarak varlığını korumaktadır (3). Esirlerin kurtarılması için ise uluslararası örgütler ve devletler diplomatik görüşmelere devam etmektedir.
Aralarında İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı 18 uluslararası yardım örgütü, ortak bir açıklama ile Gazze’de artan tansiyonun insani felakete yol açacağı uyarısında bulunmuş; sağlık çalışanları, çocuklar, hamile kadınlar, hasta, engelli ve yaşlılar için güvenli bölge kavramının ortadan kalktığına ve sivillerin uluslararası insancıl hukuk tarafından korunmadığına dair bildiri yayınlamışlardır (8). Dünya Doktorları Derneği’nin (DDD) de içinde bulunduğu birçok sivil toplum kuruluşu bu bildiriye imza atarken, Türkiye’de de birçok sivil toplum kuruluşu Gazze’ye yardım için harekete geçmiştir. Türk Kızılay’ı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Deniz Feneri, Kızılay, Sadakataşı, İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı (İHH), İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) gibi pek çok sivil toplum kuruluşu Gazze’de yaşanan krize destek olmak için insani yardım çalışmaları başlatmıştır.
Yeryüzü Doktorları Gazze’de çalışmalarına ilk olarak 2001 yılında gönüllü olarak başlamış, bölgede psikiyatri çalışanlarına ruhsal travma konusunda ileri tanı ve tedavi eğitimleri düzenlemiş, kriz dönemlerinde temel ihtiyaçlara yönelik insani yardım faaliyetleri gerçekleştirmiştir. 2014 yılında Gazze’ye yönelik kara harekâtını da içeren saldırıların ardından bölgede bulunan sağlık ekipleri tarafından acil müdahalelerde bulunularak, sağlık merkezlerine tıbbi ve medikal malzeme tedariki gerçekleştirilmiş; ortopedi, göz, plastik cerrahi, nöroloji branşlarında ameliyatlar gerçekleştirilmiştir. 2015 yılında saldırılar sonrası bedensel engel ve uzuv kayıplarının artması sonucu bölgede Han Yunus Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi açılarak fizik tedavi hizmetleri verilmeye başlanmıştır. Ardından Gazze merkez bölgesinde Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalışabileceği resmi bir bölge temsilciliği açarak, Gazze’de kayıtlı bir sivil toplum kuruluşu olarak yer almıştır. Bu durum hem kısa süreli gönüllü sağlık ekiplerinin bölgeye giriş çıkışında ileriye dönük oluşabilecek problemlere karşı uzun vadeli bir projenin hayata geçirilmesini hem de yerel sağlık çalışanlarının istihdam edilmesini sağlamıştır.
2016 yılında projeye mobil sağlık hizmetleri eklenmiş ve 22 personelden oluşan 5 farklı ekiple evde tedavi, tıbbi bakım ve psikolojik destek hizmetleri verilmeye başlanmıştır. Gazze Şeridi’ndeki farklı şehirlerde faaliyet gösteren ekipler, Han Yunus Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi aracılığıyla 2023 yılına kadar 65 binden fazla kişiye fizik tedavi ve rehabilitasyon, tıbbi yara bakımı, ilaç ve medikal malzeme desteği ve psikososyal destek hizmetleri vermiştir.
7 Ekim 2023’te başlayan insani krizle birlikte bölgede yaşanan tüm imkânsızlıklar ve risklere rağmen, yıllardır olduğu gibi son iki yılda da Gazze halkına yönelik insani yardım çalışmaları kesintisiz olarak devam etmiştir. Krizin başında bölgede bulunan 20 kişilik sağlık ekibimizle yaralanan sivillere ilk acil müdahaleler gerçekleştirilmiş; bölgenin en büyük hastanelerinden Şifa, Endonezya ve Kuveyt hastanelerinin yanı sıra Nasır ve El-Aksa hastanelerinde de hasta ve yaralıların tedavisi sürdürülmüştür. Kuzey bölgede hastaneler tahliye edildikten sonra mobil ekiplerle sağlık hizmetine devam edilmiştir. Saldırılar nedeniyle Gazze’de bulunan dernek merkezimiz ve fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezimiz yıkılarak kullanılamaz hale gelmiştir. Sağlık merkezlerinin yıkılması üzerine Kuzey’de bulunan Yermuk Mülteci Kampı’nda bir sağlık merkezi kurularak birinci basamak sağlık hizmeti verilmeye başlanmıştır. Bu sağlık merkezi bölgedeki ulaşılabilir tek sağlık noktası olmuştur. Merkezde UNICEF iş birliğiyle aşı uygulamaları yapılarak salgın hastalıkların önüne geçmek için önlemler alınmış, çocukların ve hamile kadınların yetersiz beslenmeyle mücadelesine destek olunmuştur. Aynı zamanda hem sınır kapılarında hazırlanan yardım tırlarıyla hem de AFAD koordinasyonunda Mersin limanından gönderilen iyilik gemileriyle bölgeye insani yardım malzemeleri ulaştırılmıştır. Hem mobil sağlık ekipleri hem de Şifa, El Aksa ve El-Ahli hastanelerinde acil yardım çalışmaları ile sahada aktif olarak çalışmalara devam edilmektedir. Yürütülen hizmetler kapsamında aşağıdaki çalışmalar gerçekleştirilmektedir;
- Acil müdahale ve ameliyat
- Tedavi ve muayene
- Fizik tedavi rehabilitasyon hizmeti
- Ambulans desteği
- Doktor forması ve hastane kiti desteği
- Tıbbi ve medikal malzeme desteği
- Sağlık çalışanlarına maaş desteği
- Un, ekmek, su ve sıcak yemek desteği
- Gıda kolisi desteği
- Konserve kurban eti desteği
- Bebek bezi, ıslak mendil, bebek maması desteği
- Acil ihtiyaç ve sarf malzeme desteği
- Psikososyal destek hizmetleri
Yeryüzü Doktorları olarak her geçen gün durumu ağırlaşan Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 900 binden fazla faydalanıcıya ulaşarak 43 binden fazla aileye destek olunmuştur.
Kaynakça
1. Emergency Situation Reports [İnternet]. [a.yer 14 Kasım 2025]. WHO EMRO – Gaza Hostilities 2023 / 2024 – Emergency Situation Reports. Erişim adresi: https://www.emro.who.int/opt/information-resources/emergency-situation-reports.html?utm
2. United Nations Office for the Coordination of Humanitarian Affairs – Occupied Palestinian Territory [Internet]. 2025 [a.yer 14 Kasım 2025]. Humanitarian Situation Update #329 | Gaza Strip. Erişim adresi: https://www.ochaopt.org/content/humanitarian-situation-update-329-gaza-strip
3. Unified Health Dashboard [İnternet]. [a.yer 17 Kasım 2025]. WHO Power BI Report. Erişim adresi: https://app.powerbi.com/view?r=eyJrIjoiODAxNTYzMDYtMjQ3YS00OTMzLTkxMWQtOTU1NWEwMzE5NTMwIiwidCI6ImY2MTBjMGI3LWJkMjQtNGIzOS04MTBiLTNkYzI4MGFmYjU5MCIsImMiOjh9
4. Medical Aid for Palestinians OCHA. 1,400 healthcare workers killed in Israel’s systematic attacks on Gaza’s health system- occupied Palestinian territory [Internet]. 2025 May [a.yer 14 Kasım 2025]. Erişim adresi: https://reliefweb.int/report/occupied-palestinian-territory/1400-healthcare-workers-killed-israels-systematic-attacks-gazas-health-system
5. Health conditions in the occupied Palestinian territory, including east Jerusalem. 2025 May. (WHO, ed. Seventy-eighth World Health Assembly). Report No.: A78/15.
6. Medical Aid for Palestinians OCHA. Two healthcare workers killed every day on average during Israel’s genocide in Gaza- occupied Palestinian territory [Internet]. 2025 Eki [a.yer 14 Kasım 2025]. Erişim adresi: https://reliefweb.int/report/occupied-palestinian-territory/two-healthcare-workers-killed-every-day-average-during-israels-genocide-gaza
7. NTV.com.tr [İnternet]. [a.yer 19 Kasım 2025]. Filistinli Doktor Mohammed Gahaniem NTV’nin sorularını yanıtladı: Şifa Hastanesi’nde son durum | NTV Haber. Erişim adresi: https://www.ntv.com.tr/video/dunya/filistinli-doktor-mohammed-gahaniem-ntvnin-sorularini-yanitladi-sifa-hastanesinde-son-durum,affaVHFJMEG4u4NRi-hzlg
8. Çetinkaya B. Uluslararası STK’ler, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindekileri zorunlu göçe tabi tutmasına tepki gösterdi [İnternet]. [a.yer 19 Kasım 2025]. Erişim adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/uluslararasi-stkler-israilin-gazzenin-kuzeyindekileri-zorunlu-goce-tabi-tutmasina-tepki-gosterdi/3356538





































