18-19 Kasım 2023 tarihlerinde Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya kıtalarından 35 farklı uzman konuşmacının yer aldığı ve 8 ayrı panelde çeşitli konularda konuşmaların yapıldığı Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce Konferansı, dinamik ve etkileşimli bir şekilde gerçekleştirildi. Müslüman dünyadaki sorunları ve güncel gelişmeleri ele alan konferansta, dünya genelinde Müslümanları etkileyen sosyal, ekonomik ve kültürel meseleleri tartışmaya ve çözüm önerileri sunmaya yönelik bir hedef benimsendi. Bu doğrultuda başta Gazze olmak üzere Müslüman dünyasının yaşadığı güncel sorunlar, alanında uzman araştırmacı ve akademisyenlerce tartışmaya açıldı.
8 oturumdan oluşan panelde çeşitli başlıklarda konuşmalar gerçekleştirildi. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Kızılkaya moderatörlüğünde “Müslüman Entelektüel Gelenek ve İslam Üzerine Akademik Çalışmalar” temasının ele alındığı ilk oturumda İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Heba Raouf Ezzat, teori ve pratik meseleleri bir arada ele aldığı bir konuşma gerçekleştirdi. Savaş ve siyaset zemininde Mısır’da demokrasi ve siyasetin geleceğini tarihsel arka planıyla birlikte analiz etti ve bu çerçevede Gazze’de yaşanan durumu değerlendirdi.
Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ousmane Kane, “Afrika'da İslam'ın Akademik Çalışması” başlıklı konuşmasında ulus inşası sürecinde İslam'ın rolünü anlamlandırmaya çalışan sosyal bilimcilerin müdahalelerini ele aldı. Daha sonra küreselleşme, ulusötesilik çalışmaları, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve sömürgecilikten kurtulma çalışmalarının alanı nasıl etkilediğini dair bir tartışma yürüttü.
Singapur Ulusal Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Syed Farid Alatas, Avrupa merkezciliğin temel özelliklerinin yansıdığı sosyal bilimlerin ortaya çıkışına ve tarihine yönelik bir tartışma yürüterek bilginin sömürgeleştirilmesinden kurtulmanın spesifik bir anlayışından bahsetti. Bu bağlamda sömürgecilik karşıtı düşünce içinde bilginin sömürgecilikten arındırılması çabası önem teşkil eder. Alatas bu çabadan hareketle, Müslümanların entelektüel geleneğinden örnekler vererek Filistin'in uzun süren sömürgecilik karşıtı bağımsızlık mücadelesi gibi mevcut koşullarını hem teorik hem de metodolojik temelde değerlendirdi.
Prof. Dr. Alev Erkilet’in moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturumda, Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Mercan “Değişen Dünya Siyasetinde İslami Hareketlerin Karşılaştığı Yeni Zorluklar” başlıklı konuşmasını İslamcı hareketin küresel siyasetteki yeri ve siyasi kurumsallaşması odağında sürdürdü. İslamcı hareketlerin kurumsallaşma ve yönetim sürecinde karşılaştıkları sorunlar çerçevesinde siyasi kurumsallaşma ile ilgili önemli ipuçları, iç boyutları ve dış etkenleri analiz etti.
Katar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. M. Mukhtar Shinqiti, “Yükselen Doğu ve Çöken Batı Arasında İslam Dünyasının Kaderi” başlıklı konuşmasında küresel sistem içerisinde İslam dünyasına dair bir konumlandırma yaptı. Çin'in ekonomik yükselişi ve Rusya'nın dindar-milliyetçi uyanışı küresel sistem içerisinde önemli bir noktada yer alır. Bu bağlamda Shinqiti, küresel güçteki bu değişimin İslam Dünyası üzerindeki etkisini nasıl karşılamak ve değerlendirmek gerektiği konusunda analizlerde bulundu.
Al Sharq Forum başkanı Wadah Khanfar, “İslam Dünyası ve Dünya Düzeninin Geleceği” başlıklı konuşmasında Batı elitinin İslam dünyasında ve bilhassa şu an Gazze’de yaşananlar konusunda bilgisizliklerinin kaynağına dikkat çekti. Buna göre Batı eliti, kendi paradigmaları ve bakış açıları üzerinden İslami düşüncenin çok katmanlı ve karmaşık yapısını yorumlamakla ilgili bir sorun yaşarlar. Dolayısıyla geçmişte Afganistan’da, Irak’ta ve hâlihazırda Filistin’de yaşananlarla ilgili yanlış çıktılara sahip olurlar. Yanlış çıktının temel kaynağının ise zihniyetle ilgili olduğunu vurgulayan Khanfar, ümmet olarak siyaseti ve iktidarı anlama şeklinin Batı zihninin anlama şeklinden oldukça farklı olduğunu belirtti. Bu anlayış iktidar kavramını bölgesel liderlerin tekelinden çıkarır ve temeline hak ve batıl, şehadet, fedakârlık, onur gibi kavramlarla iç içe olan ümmet anlayışını yerleştirir.
Khanfar, Gazze’de verilen mücadele ve direnişin arkasında da aynı meselenin yattığını açıklayarak halkın ortaya çıkardığı dayanıklılık ve direnci ortadan kaldırmanın güçlüğünden bahsetti. Nitekim Hamas da verdiği direnişle iktidara yaklaşımda ümmet anlayışının bir tezahürü olarak onurlu duruşun ve halkın direnişinin bir parçasıdır. Bu bağlamda Khanfar, modern-ulus devlet kavramlarıyla açıklanamayacak jeopolitik temelli bir bilinç ortaya çıktığının ve Filistin’de yaşananların uluslararası bir olay haline gelmesinin kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.
Dr. Öğr. Üyesi Elyesa Koytak’ın moderatörlüğünü yaptığı Müslüman Düşüncesinin Toplumsal Boyutları başlıklı üçüncü oturumda Leeds Üniversitesi’nden Prof. Dr. Salman Sayyid, “Neden Hepimiz Filistinliyiz?” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. “Gazze halkına yönelik hızlandırılmış katliam karşısında ne düşünebiliriz?” sorusu odağında Filistinlilerin insanlıktan çıkarılması ve Müslümanlığın Filistinleştirilmesi durumlarını siyaset teorisi bağlamında tartıştı. İsrail’in Filistin’de ortaya çıkardığı şiddet, geçmişte sömürgecilik ve ırkçılık temelli yaşanan örneklerden farksız değildir. Bu bilinçle dünyanın dört bir yanında düzenlenen protesto ve eylemler Filistin halkının cesaretine yönelik bir dayanışma ve hayranlık duygusunu barındırır ve soykırıma karşı keskin bir halklar arası ittifakı yoğunlaştırır. Profesör Sayyid’e göre bu tepki küresel erişime sahip, genel bir kaygıdır ve dinamizmini koruyacaktır.
Beyrut Amerikan Üniversitesi Prof. Dr. Sari Hanafi, “Müslüman Dünyasında Sembolik Liberalizm” başlıklı konuşmasında geç modernitenin politik, sosyo-ekonomik ve kültürel alanlarda oluşturduğu sorunları tartışmaya açtı. Bu sorunlar arasında Güney'de otoriteryanizmin ve Kuzey'de sağ popülizmin eş zamanlı yükselişi, artan eşitsizlik, güvencesizlik ve dışlanma eğilimlerinin yanı sıra çeşitli toplumlarda hiyerarşik toplumsal kutuplaşmaların ortaya çıkışı yer alıyor. Bu noktada sosyal bilimlerin, özellikle de sosyolojinin, bu geç modernitenin sorunlarına nasıl yanıt vermesi gerektiği önemli bir soru olarak ortaya çıkıyor. Hanafi, sorunlara karşı verilen yanıtların büyük kısmının klasik olarak liberal ama politik olarak liberal olmadığını düşünerek bu bileşimi “Sembolik Liberalizm” şeklinde tanımladığını belirtti. Bunun karşısında toplumsal eşitsizliğe karşı ciddi bir şekilde hareket eden ve adalet anlayışından yana olan “diyalojik sosyoloji” önerisinden bahsetti. Öte yandan Ibn Haldun Üniversitesi Prof. Dr. Irfan Ahmad, “Şahab Ahmed'in ‘İslam Nedir?’ Konusu Üzerine Notlar” adlı konuşmasında Ahmed'in metniyle eleştirel bir ilişki kurarak bu tür temalar üzerinde Müslüman düşüncelerinin nasıl yazılacağı ve yazılmaması gerektiğine ışık tuttu.
Muhammad Affan’ın moderatörlüğünü yaptığı “İslam’ı Geçmiş ile Gelecek Arasında Yeniden Tasarlamak” temalı dördüncü oturumda Delaware Üniversitesi’nden Prof. Dr. Muqtedar Khan, “İslami Uyanış Başarısız mı Oldu? Müslümanların Dirilişini Düşünmenin Zamanı Geldi mi?” başlıklı konuşmasına yer verdi. İslami uyanışçılık konusu bağlamında Müslüman Kardeşlerin ve direnişçi hareketlerin durumunu değerlendirerek Müslüman toplumların Gazze’de yaşanan soykırım karşısında verdikleri tepkiler düşünüldüğünde neden bu soykırımı durdurma gücümüz olmadığını sorgulamanın gerekliliğini vurguladı. Bundan hareketle Müslüman düşüncesinin İslami değerlerle şekillenmesi gerektiğini önerdi. Beraberinde Toledo Üniversitesinden Dr. Ovamir Anjuvm, “İslam Siyasetinin Geleceği: Ummatik Tahayyülün Kaynakları” başlıklı konuşması ile “siyaset”in genel anlamlarından farklı olarak İslam'daki yerine adalet ve refahın tesis edilmesi misyonu ile değindi.
Konferansın ikinci gününde “Sömürgecilik ve Müslümanlar” başlıklı ilk oturumda Sosyal ve Kültürel Antropoloji Araştırma Merkezi’nden Mansour Kedidir, “Mağrip ve Sahra Altı Entelektüellerin Bağlantıları: Yörüngeler ve Temsiller” konulu konuşmasını Mağrip ve Sahra Altı Afrika entelektüellerinin geçirdiği çok yönlü krizlerin sancıları etrafında gerçekleştirdi. “Erken Dönem Sinemasında Müslüman İmajı: Sömürgeci Bir Başlangıç” başlıklı konuşmasında Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Ziya Gökçek, Sinemanın sömürgeci tahakkümün bir aracı olarak kullanılmasından ve Müslüman imgesinin İslamcılığın sömürgecilik karşıtı çabasının temsili haline gelişinden bahsetti. Serhat Orakçı, “Afrika'da Pan-Afrikanizm ve Müslümanlar” başlıklı konuşmasında ırkçılığın ve sömürgeci faaliyetlerin zirve yaptığı dönemde Afrika’da ortaya çıkan düşünce hareketi olan Pan-Afrikan düşüncesinin Afrika'daki Müslümanlar üzerindeki etkisini tartıştı.
İkinci oturum “Müslüman Düşüncesinin Pratik Zorlukları” konusunda toplum ve ekonomi temasına eğildi. Oxford Üniversitesi’nden Prof. Adeel Malik, “İslam'da Sosyal Adalet: Ahlaki ve Politik Ekonomide Perspektifler” başlıklı konuşmasında Müslüman toplumlardaki ekonomik kalkınmanın, ahlaki ve politik ekonomideki paradigmalardan hareketle, çağdaş zorluklarına değindi. Toplum ve ekonomi teması ışığında İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Hakkı Akın, “20. Yüzyıl Müslüman Düşüncesinde Malek Bennabi ve Aliya İzzetbegoviç'in Yaklaşımları” başlıklı konuşmasında iki Müslüman aydının yaşadıkları dönem ve toplumsal yapının fikir ve eserlerini etkileyen boyutları üzerinden benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koydu. Kırklareli Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Taha Eğri, “Orta Doğu’da Devlet İnşası ve Kurumsallaşmanın Zorlukları: Mısır Deneyimi” başlıklı konuşmasında sömürgeciliğin Orta Doğu üzerindeki etkisinin bölgenin siyasi, sosyal ve ekonomik manzarası üzerinde oluşturduğu önemli etkileri Mısır deneyimi üzerinden açıkladı.
Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Serhan Afacan’ın moderatörlüğünde başlayan 7. oturum “Asya: Coğrafyaların Ötesinde Yeni Perspektifler” başlığı ile Asya ülkelerini odağa aldı. York Üniversitesi’nden Burak Çalışkan, “Özbekistan'da Çağdaş Müslüman Düşüncesi ve Tartışmalar” konusunda yaptığı konuşmada Birçok İslam alim ve hareketine ev sahipliği yapan Özbekistan’ın güncel ve tarihsel İslami hareket ve anlayışından bahsetti. Singapur Ulusal Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Khairudin Aljunied, Güneydoğu Asya'da Müslüman Entelektüalizmi başlıklı konuşmasında Güneydoğu Asya'daki Müslüman toplumların şekillenmesinde ahlakın, erdemlerin ve değerlerin öneminin altını çizdi. Tahran Üniversitesi Prof. Khosrow Bahgeri Naoparast ise, “İran'da Sosyal Bilimlerin Tartışmaları ve Gelişim” başlıklı konuşmasında İran'da devrimden sonra sosyal bilimlerde İslami düşünceden türeyen veya toplumun İslami alanıyla uyumlu yeni bir akım sağlamak amacıyla ortaya çıkan düşünce akımlarını değerlendirdi.
Doç. Dr. Berdal Aral’ın moderatörlüğünü yaptığı “Balkanlar: Dirençli Kimlikler, Otantik Arayışlar” temalı son oturum, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nden Dr. Admir Mulaosmanoviç’in “Alternatif Bir Paradigma Olarak Müslüman Dünya Görüşü veya Sadece Müslüman Coğrafya İçin Mümkün” başlıklı konuşması ile başladı. Mulaosmanoviç, Müslümanların da küresel bir siyasi özne olma fırsatına sahip olduğunu savunarak entelektüel olarak ve özgüven eksikliğinin üstesinden gelerek bunu başarılabileceğine dair önerilerde bulundu. Ardından Hazım Fazlić, “Bosna'da Modern Müslüman Düşüncesi: Müslüman Alimler Arasında Yeni Eğilimler” başlıklı konuşmasında Bosna Savaşı, İslam'ın yeni yorumlarının zorlukları, Boşnakların İslami geleneği, Müslümanların Avrupa'daki yeri gibi konuları tartışmaya açtı. Balkan Çalışmaları Vakfı kurucusu Sevba Abdulla, “Balkanlar'da Müslüman Kimliği” başlıklı konuşması ile Balkanlarda Müslüman kimliğinin geçirdiği dönüşümü, ulus inşası süreçlerinin ve toplumsal yapıdaki değişimlerinin etkisini inceledi.
Konferans süresince Müslüman dünyanın sorunları kapsamında ele alınan temel konuların ve tartışmaların odağını Gazze’de yaşananlar oluşturdu. Gazze’de 7 ekimde başlayan ve hâlâ devam eden soykırım, Filistin’de 75 yıldır süregelen işgalden bağımsız olmayarak, farklı metodolojik perspektif ve yaklaşımlar ile konuşuldu. Avrupa merkezli yaklaşım ve kavrayışların oluşturduğu sorunlar, bütünsel olarak ve bilhassa bu mesele özelinde değiştirilmesi gereken önemli sorunlardan biri olarak görüldü. Beraberinde Müslüman entelektüel, uzman ve bilim insanlarının ürettiği bilginin Avrupa merkezli düzene karşı bir alternatif sunma gerekliliği konusunda öneriler ve fikirler değerlendirildi.