Yeni yuvarlak masa tartışma serimiz The Platform Talks’un 21 Ocak’ta gerçekleştirdiğimiz ilk oturumunda Filistinli akademisyen ve aktivist Dr. Azzam Tamimi'yi ağırladık. Bu kapalı oturumda, akademisyen, gazeteci ve aktivistlerin Filistin hakkındaki soru ve yorumlarıyla kapsamlı bir tartışma ortamı kuruldu. Dr. Tamimi oturuma moderatörün "Birçoğumuz başlangıçta Aksa Tufanı'nın kesin bir başarı ya da başarısızlıkla da olsa hızla sona ereceğini düşündük. Ancak operasyon sonrası dönem tahmin edilenden çok daha uzun sürdü ve bir yılı aştı. Sizce bunun nedenleri nelerdir?" sorusunu yanıtlayarak başladı. Bu direnişin türünün ilk örneği olduğunu belirtti. Filistinlilerin direnişe olan sarsılmaz bağlılıklarına yanı sıra, mücadelelerini dayandırdıkları temel ilkelerden taviz vermeme konusunda oldukça kararlı olduklarını vurgularken İsrail’in bu devam eden savaşta hedeflerinden hiçbirini gerçekleştiremediğini belirtti.
Dr. Tamimi, Filistinlileri Kuran'a bağlamayı başaran Hamas'ın eğitim sisteminin direniş ve Filistinlilerin üzerindeki hayati etkisine dikkat çekti. Yaklaşık 16-17 yıldır süren bu eğitim sisteminin sonucunda, kendilerini her şeyden önce Müslüman olarak tanımlayan, düşmandan veya ölümden korkmayan yeni bir nesil ortaya çıktığını söyledi. Filistinlilerin acıya dayanma kapasitelerinin herkesin hayal edebileceğinden çok daha fazla olduğunu vurguladı. Evlerini, eşlerini, çocuklarını ve ailelerini kaybeden Filistinlilerin her şeye rağmen “elhamdülillah” dediklerini belirtti. Bu bağlamda direnişlerinin temeli, “zafer ya da ölüm” üzerineydi; başka bir seçenek görmüyorlardı. Ayrıca Filistinlileri destekleyen küresel ayaklanmalardan ve dayanışma eylemlerinden de söz etti ve bu küresel hareketleri yalnızca Filistinlilere duyulan bir sempati olarak değil, aynı zamanda mevcut dünya düzenine karşı bir öfke olarak da tanımladı. Filistin'de verilen kayıpların, ABD'nin Vietnam'dan çekilmesinin önünü açan Vietnamlıların verdiği kayıplara çok benzediğini ve dolayısıyla ABD’nin Filistin’den çekilmesi konusunda bir umut gördüğünü ifade etti. Dr. Tamimi ayrıca, Hamas'ın Gazze'de yarattığı atmosferin Arap dünyasında çok nadir olduğunu belirtti. Emperyalist güçlerin Orta Doğu topraklarını kendi aralarında paylaşıp Arap dünyasını sömürgeleştirmelerinin sonucunda sömürgeleştirilmiş bir eğitim sistemi, engellenen ifade özgürlüğü ve bir açık hava hapishanesi ortaya çıkarken, sömürgeleştirilmiş Arap dünyasındaki Filistinlilere sempati duyan insanların Gazze için protesto ve bağış kampanyaları düzenlemesini bile engellendi. Dr. Tamimi, Arap hükümetlerindeki bu yozlaşma olmasaydı İsrail'in pek bir şey yapmasının mümkün olmadığını; bu yüzden, Araplar özgür olana kadar Filistin'in özgür olamayacağına inandığını belirtti. Dahası, daha önce Hamas'a karşı belli oranda bir muhalefet olmasına rağmen, Hamas'ın iyi yönetimi ve başarısı nedeniyle desteklemeyen insanların dahi artık Hamas'a saygı duyduğunu vurguladı.
Konuşmasının ardından kendisine gelen soruları yanıtlayan Dr. Tamimi, İran'ın Gazze üzerindeki etkisinin eskisi gibi olamayacağını belirtirken, bunun öncelikli nedeninin Hamas'ın İsmail Haniye suikastından sonra İran'a olan güvenini kaybetmesi olduğunu söyledi. Ayrıca, Lübnan'daki kayıplardan ve Suriye'deki Baas rejiminin devrilmesinden sonra İran gücünün çoğunu kaybetmesini de bununla ilişkilendirdi. Bunlara ek olarak Dr. Tamimi, İran'ın Hamas'ı doğrudan destekleyen tek hükümet olmasına rağmen, desteğinin bir noktada zararlı olduğunu, çünkü Hamas’a müdahale etmek ve attıkları her adımda Hamas’ın İran’a desteklerini ifade etmesini istediklerini belirtti. Bu sebeple, Hamas'ın İran gibi bir devlete veya İran'a alternatif olabilecek başka bir devlete değil, halka güvenebileceğini vurguladı.
Yakın zamanda imzalanan ateşkesi nasıl yorumladığı sorulduğunda Azzam Tamimi, ateşkesi Hamas için bir zafer olarak nitelendirdiğini söyleyerek İsrail'in aksine Hamas'ın ateşkes konusunda hiçbir taviz vermediğini belirtti. Nitekim, bu mücadelenin sonucunda Hamas dünya çapında bir üne kavuştu ve tarihte ilk kez Netanyahu bir savaş suçlusu olarak görüldü. Ateşkesi ihlal eden tarafın hiçbir zaman Hamas olmadığını ve olmayacağını, ateşkesi ihlal eden tarafın her zaman İsrail olduğunu hatırlatırken, İslam edilen yemini bozmayı ve ateşkesi ihlal etmeyi yasakladığı için Hamas’ın asla ateşkesi ihlal edemeyeceğinin da altını çizdi. Bizim ne yapmamız gerektiği sorusuna ise Azzam Tamimi, Siyonizm hakkında farkındalık yaratmamız ve Siyonizm’e karşı küresel kampanyalar başlatmamız gerektiği cevabını verdi. Gelecek konusunda umutlu olduğunu ve İslami bilincin geri döndüğüne inandığını belirtti. Suriye'deki devrimi bu dönüşün bir kanıtı olarak nitelendirirken, Esad rejiminin çöküşü ve Gazze'deki ateşkesin bu umudu yeniden yeşerttiğini ve bunun, ümmeti yeniden canlandıracak motivasyon ve vizyonun bir parçası olduğunu vurguladı.