1976 yılında Saraybosna’da dünyaya gelen Aida Begiç dünyaca ünlü bir film yönetmeni ve senaristtir. Aida Begiç sinema eğitimine Saraybosna Sahne Sanatları Akademisi’nde yönetmenlik eğitimi alarak başlamış, 2000 yılında Akademi’den mezun olmuştur. Mezuniyet filmi olarak kameraya aldığı İlk Ölüm Deneyimi adlı filmi 2001 yılında Cinefondation’ın resmi seçimi olarak Cannes Film Festivali’nde gösterilmiş ve dünya çapında birçok ödül kazanmıştır. 2003 yılında çektiği bir diğer kısa metrajlı film ise North Went Mad, Begiç’in yazıp yönettiği bir film olmuştur. Begiç ilk uzun metrajlı filmi olan Kar’ı (Snijeg) 2008 yılında çekmiştir. Kar filmi, Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftası Grand Prix’sini kazandı ve ardından dünya çapında birçok ödül kazanarak Avrupa Film Akademisi’nin Keşif bölümünde Yılın Keşfi olarak aday gösterilmiştir. Begic film çekimlerine devam ederken 2009 yılında bağımsız yapım şirketi olan Film House’u kurmuştur. 2010 yılında ise yeni filmi olan Unutma Beni İstanbul’un senaryosunu yazmış ve yönetmiştir. Aynı yıl, prestijli Phaidon Yayıncılık tarafından çıkarılan ve dünyanın en umut verici yönetmenlerinin sıralandığı Take 100 adlı kitapta ismi yer almıştır. Film yazmaya ve yönetmeye devam eden Begiç 2012 yılında ikinci uzun metrajlı filmi Çocuklar’ın (Djeca) prömiyer gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapmıştır. Festivalde Belirli Bir Bakış Ödülleri’nde resmi seleksiyonunda jüri özel ödülü almıştır. Begiç aynı zamanda önemli bazı projelere katkı sağlamıştır. Special Screening programı çerçevesinde 2014 Cannes Film Festivali’nin resmi seleksiyonu içerisinde ilk gösterimi yapılan film antolojisi Saraybosna Köprüleri’nin (Mostovi Sarajeva) bir parçası olan Album adlı kısa filmin senaristi ve yönetmenliğini yapmıştır. Diğer önemli bir çalışması ise yapımcılığını üstlendiği uzun metrajlı belgesel filmi Yüz Bin Dolarlık Ev (Kuća Od 100 Miliona Dolara)’dir.
Aida Begiç’in ilk iki filmi Kar (Snijeg, 2008) ile Çocuklar (Djeca, 2012) savaşın ardından Bosna’daki sosyal hayatı ve hayatta kalanların mücadelesini konu edinmiştir. Bırakma Beni’de olduğu gibi, bu iki filmde de hikâyenin kahramanları kadınlar ve çocuklar olmuştur. Filmlerde babalarını, eşlerini, hayallerini savaşta yitiren bu kahramanlar hayatlarına haysiyetli bir biçimde devam etmenin yollarını aramaya çalışmaktadır (Yüksel, 2020). Bırakma Beni adlı filminde ise, Urfa’da yaşadıkları yetimhaneden kaçmak isteyen ve daha iyi bir hayata dair hayaller kuran üç çocuğun başından geçenler konu edinmiştir. Yönetmenin de söyleşilerinde dile getirdiği gibi Bırakma Beni filmi, Kar ve Çocuklar’la başlayan bir üçlemenin son halkası olarak görülmektedir. Bırakma Beni, tematik ve biçimsel anlamda önceki iki filmle akrabalıklar taşımış, bir anlamda önceki filmlerin sözünü tamamlamış veya teyit etmiştir.
Begiç’in son filmi Ballad önceki filmlerinden daha farklı ve daha eğlenceli bir alana odaklanmıştır. Begiç’in ilk filmleri genellikle savaşa ve savaş sonrası hayatlara odaklanmışken Ballad filmi seyirciye farklı bir tür sunmuştur. Begiç verdiği bir röportajda “Bosna’daki insanları kendi hayatlarını ekrandan izlemeye zorluyoruz. Ama bu film komik ve hafif. Ben bununla gurur duyuyorum” diyerek bu filmin diğer filmlerinden farklı olduğuna dikkat çekmiştir. Filmin konusu ise evliliği kötüye giden bir kadının anne evine dönmesiyle başladığı oyunculuk serüvenini anlatmaktadır. Son olarak, Sarajevo, Cannes, Pesaro gibi önemli film festivallerinde ödüller alan Begiç, halen Saraybosna Üniversitesi Sahne Sanatları Akademisi’nde lisans ve yüksek lisans programlarında ders vermekte, aynı zamanda Yönetmenlik Bölümü’nün başkanlığını yürütmektedir.
KAYNAKÇA
Yüksel, A. H. (2020, 30 Temmuz). Aida Begiç’ten hayatta kalanlar üçlemesi. Nihayet. https://www.gzt.com/nihayet/aida-begicten-hayatta-kalanlar-uclemesi-3529565