Munsif Marzuki 1945 senesinde doğmuştur. 2011’den 2014 senesine kadar Tunus’un geçici Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Marzuki; aktivist, doktor ve politikacı kimlikleriyle tanınmıştır. Tunus’un Grombalia bölgesinde kadı olarak görev yapan bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Salah ben Yosssef’in sıkı bir takipçisi olmasının da etkisiyle ve siyasi baskılar neticesinde 1950’lerin sonlarında Fas’a göç etmek zorunda kalmıştır. Bu sebeple ortaöğretimini Tanca’da alan Marzuki 1961 senesinde lisans eğitimini almıştır. Bu mezuniyetin ardından Fransa’da Strasbourg Üniversitesi’nde tıp eğitimi almaya gitmiştir. Burada aldığı eğitimin ardından Tunus’a dönerek mesleğini burada icra etmeye başlamıştır. Tunus’un Sousse bölgesinde Toplum Hekimliği Merkezi’ni ve Afrika Çocuk İstismarını Önleme Ağı’nı faaliyete geçirmiştir. Ardından Tunus İnsan Hakları Birliği’ne katılan Marzuki aktivist hareketlerine böylelikle başlamıştır.
Marzuki gençlik yıllarında Mahatma Gandhi’nin direnişini incelemek ve bilgi almak için Hindistan’a gitmiştir. Ardından Güney Afrika’nın apartheidden geçiş sürecini incelemek üzere yola koyulmuştur. 1991 senesinde Tunus’ta etkinliği gittikçe artan Nahda Hareketi şiddet içeren baskılara maruz kalmıştır. Bu şiddet ve baskıyı kınayan Marzuki hükümete telkin çağrılarında bulunmuştur. 1993 yılına geldiğinde Vicdan Mahkumlarını Savunma Ulusal Komitesi’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Marzuki Tunus hükümetiyle yaşadığı gerginliklerden dolayı görevinden istifa etmiştir. İstifasının ardından Ulusal Özgürlükler Komitesi’ni kurdu ve Arap İnsan Hakları Komisyonu’nun başkanı seçilmiştir. 2011’den beri bu komitenin kurucu üyeleri arasında yer almıştır.
Marzuki’nin siyasi hayata aktif katılımı 2001 yılında kurduğu Cumhuriyet Kongresi adıyla anılan siyasi parti ile olmuştur. Bu siyasi parti 2002’de yasaklansa da Marzuki vazgeçmeyerek Fransa’ya taşındı ve partiyi buradan organize etmeye devam etmiştir. Zeynel Abidin bin Tali’nin görevden ayrıldığı 2011 senesinde patlak veren Tunus Devrimi’nin ardından yurduna dönmüştür. Ardından siyasi faaliyetlerine kaldığı yerden devam etmiş ve Cumhurbaşkanlığına aday olma niyetini açıklamıştır. Bu açıklamayla beraber yönetim ve yeni anayasa hazırlığı için toplanan Tunus Kurucu Meclis’i tarafından geçici Cumhurbaşkanı olarak göreve getirilmiştir. Göreve gelmesinin ardından İslamcı Nahda Hareketi’nin bir üyesi olan Hamadi Cebali’yi başbakan olarak atatmıştır. Tunus’un başkanı olan Marzuki bölgede ulusal uzlaşmayı sağlayacak adımlar atmanın önemli olduğuna inanmaktadır. Bu sebeple bağımsız bir mahkeme işlevi gören Hakikat ve Onur Komisyonu’nun 2014 senesinde kurulmasına öncülük etmiştir.Tunus’ta 2011 patlak veren devrim neticesinde olağanüstü hâl ilan etmiştir. Göreve gelmesinden kısa bir süre sonra bu kararı kaldıran Marzuki askerin kışlasına dönmesi kararını almıştır. Ardından Tunus’un iktisadi gelişimi ile ilgilenmiş ve bu yolda kendi maaşını üçte iki oranında azaltan adımlar atmıştır. Marzuki Tunus’ta yapılan Kasım-Aralık 2014 seçimlerinde Beji Caid Essebsi’ye koltuğunu devretmiştir.
Cumhurbaşkanlığı görevinin ardından aktivist hareketlerine devam etmiş ve politika ile bağını koparmamıştır. 2015 senesinde Gazze Şeridi için düzenlenen III. Özgürlük Filosu’na katılmıştır. Lakin limana yanaşamayan gemi İsrail tarafından engellenmiş ve gemidekilerle röportajlar yapılmıştır. İsrail tarafından bir heyetle karşılanan Marzuki’nin bunu kabul etmemesiyle beraber Paris’e sınır dışı edilmiştir. Bir süre Paris’te kaldıktan sonra Tunus’a dönmüştür. Tunus’ta yüzlerce destekçisi ve takipçisi tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Lakin üzerindeki baskı ve kısıtlamalar son bulmamıştır. 2021 senesinde Tunus hükümeti pasaportuna el koymuş ve devlet güvenliğini tehlikeye atma iddiasıyla hakkında uluslararası tutuklama kararı çıkarılmıştır. Bu kararla birlikte 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve “devletin güvenliğini yurtdışında tehlikeye atmak” ve “diplomatik zarara yol açmak”tan suçlu bulunmuştur. Marzuki bu kararın gayrimeşru bir başkan tarafından verildiğini ve hükümsüz olduğunu söylese de karardan geri adım atılmamıştır. 2022 senesinde “seçim ihlalleri” suçlamaları ile hapse götürülen Tunuslu 19 politikacıdan biri olmuştur.
Marzuki 2018 senesinde “Dünyada En Etkili 100 Arap’tan Biri” olarak seçilmiştir. Bunun yanında pek çok ödül ve farklılığa imza atmıştır. Bu ödüller arasında Mağrip Tıp Ödülü (1982), Foundation Scanno Edebiyat Ödülü (1988), İnsan Hakları İzleme Örgütü Özgürlük Ödülleri (2001), İslam Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Altın Madalyası (2012), Londra’da 2012 yılı için Chatham House Ödülü (Raşid Gannuşi ile birlikte)”, 2013 yılında Tsukuba Üniversitesi’nden Fahri Derece, Chicago’da Al Qods Ödülü (2015) bulunmaktadır.