TR EN
logo
  • SAYILAR
  • ANALİZLER
  • İNFOGRAFİK
  • SÖYLEŞİLER
  • VERİTABANI
  • MÜSLÜMAN DÜNYADAN SESLER
  • HABERLER
  1. ANASAYFA
  2. ANALİZLER
  3. DİJİTAL SÖMÜRGECİLİK: SÖMÜRGECİLİĞİN EVRİMİ VE YENİ NESİL SÖMÜRGECİLİK

DİJİTAL SÖMÜRGECİLİK: SÖMÜRGECİLİĞİN EVRİMİ VE YENİ NESİL SÖMÜRGECİLİK

Emre Çalışkan
34
03 Eylül 2025 Çarşamba
Paylaş
Dijital sömürgecilik, modern çağda klasik sömürgeciliğin veri temelli biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Küresel şirketler siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda etkilerini artırırken, Müslüman toplumların dijital bağımsızlıklarını zayıflatmaktadır. Bu tehdide karşı ortak işbirliği, adil teknolojik alternatifler ve bilinçli bir duruş gereklidir.

Aime Cesaire sömürgeciliği “birbirine rakip ekonomiler arasındaki rekabeti dünya ölçeğinde yaymaya kendisini zorunlu hisseden bir medeniyetin şeytani gölgesi” olarak ifade eder (Cesaire, 2005). Yüzyıllar boyunca küresel alana yayılmış tahakküm mücadelesi olarak ortaya çıkan sömürgecilik, bir egemenlik ilişkisini tanımlar. Bu egemenlik ilişkisi Avrupa merkezci, “güçlü ve üstün” olanın diğerleri üzerinde kurduğu siyasal ve ekonomik otoriteyi ifade eder (Osterhammel & Jansen,2023).  Bu otorite kendisini değişen koşullar ve konjonktüre göre yeniden üretebilme yeteneğine sahiptir. Gana’nın kurucu devlet başkanı Kwame Nkrumah, Afrika’daki sömürgelerin bağımsızlık kazanma süreçlerini bu minval üzerine ele alır. Nkrumah’a göre sömürgecilerin II. Dünya Savaşı sonrası sömürgelerinden çekilmeye başlaması “yeni sömürgeci” stratejidir. Küresel olaylar ve değişimler sömürgecilerin fiili olarak sömürgelerden çekilmesini zorunlu kılmış, sahip oldukları siyasal ve ekonomik çıkarları korumak adına da yeni stratejiler oluşturarak sömürgeci tahakkümü sürdürme çabası içerisine girmişlerdir (Nkrumah, 1966).

Sömürgecilik küresel alanda ortaya çıkan değişim ve dönüşümlerle birlikte yeniden üretilse de klasik olarak benzer metotlarla pratiğe geçirilmiştir. Klasik sömürgecilik olarak adlandırabileceğimiz bu pratik; genel hatlarıyla fiili olarak kaynakların kontrolü, emek ve iş gücünün sömürülmesi, kültürel erozyon ve tüm bunların sürekliliği adına siyasal, ekonomik ve askeri hegemonya kurmak üzerine şekillenmiştir (Osterhammel & Jansen,2023). Klasik sömürgeciliğin bu özelliklerinin altını çizerek günümüze geldiğimiz de ise, bugün geçmişten daha farklı, güncellenmiş yeni nesil bir sömürgecilik karşımıza çıkmaktadır: Dijital Sömürgecilik.

Teknolojik gelişmeler, toplumların ve devletlerin dijitalleşmesi, sömürgeciliğin yeni bir zeminde şekillenmesine yol açmıştır. Dijital sömürgecilik olarak ortaya çıkan yeni nesil sömürgecilik, sömürgeciliğin dijital alanda üretildiği bir aşamayı ifade etmektedir. Kavramın gelişmesinde önemli katkıları olan akademisyenler, Nick Couldry ve Ulises A. Mejias dijital sömürgecilik kavramını; “Kapitalist güçlerin toplumlar ve topraklar üzerindeki kontrolünü genişletmek için dijital süreçleri ve ürünleri ele geçirmeyi içeren bir süreç” olarak tanımlamaktadırlar (Couldry&Mejias, 2019). Couldry ve Mejias’a göre dijital sömürgecilik, sömürgeciliğin tarihsel olarak sahip olduğu dinamikleri dijital çağa uyarlayan ve sömürge alanını genişletecek şekillerde dijital verilerden değer çıkarılmasını ve bu verilerin çıkar amaçlı kullanılarak sömürülmesini içermektedir (Couldry&Mejias, 2019). Yeni nesil sömürgecilikte, İngiliz İmparatorluğu’nun Afrika’da altın ve değerli maden arayışı yerini veri toplama arayışına bırakırken, İngiliz Kraliyet Afrika Şirketi gibi İngiliz sömürgeciliğinin Afrika’daki en büyük paydaşlarından olan sömürgeci şirketler (Çalışkan, 2022) yerini Google, Meta, Apple, Amazon gibi devasa küresel şirketlere bırakmaktadır. Dijital sömürgeciliğin temel motivasyonlarından birisi olan veri sömürgeciliği ile toplanan veriler, belli algoritmalarla işlenerek siyasal, ekonomik ve kültürel birçok etki oluşturabilecek kullanım alanı sunmaktadır (Helms, 2024). Bu noktada dijital sömürgeciliğin en büyük tahakkümü devletlerin ve bireylerin dijital kullanıcı olarak kendi verileri üzerinde kontrol sahibi olmaması ve bu kontrolü rızaya dayalı şekilde dijital platform ve mekanizmalara bırakmaları olarak ortaya çıkmaktadır.

Dijital sömürgecilik yöntem ve pratik olarak klasik sömürgecilikten farklı boyutlara sahip olsa da temel motivasyon olarak benzer özellikler taşımaktadır. Örneğin; İngiltere için sömürgeleri kontrol altında tutmanın temel yolu siyasal ve askeri yapıları kontrol etmekten geçmekteydi. Bunu da daha kurumsal hale getirmek adına Sömürge Bakanlığı gibi yapılar oluşturmuş, sömürgelerindeki siyasal hayatı ve yönetimleri kontrol altında tutmuştur. İngiltere’nin küresel hegemonyasının sürekliliği adına sömürge politikaları geliştirilmiş, sömürgeler etki ve baskı altında tutulmuştur (Ferguson, 2015). Benzer şekilde dijital sömürgecilikte de teknolojiye hâkim olan devletler çıkarları doğrultusunda yönetimleri etki ve baskı altında tutmak amacıyla dijital müdahaleler yapabilmektedirler. Bu durum dijital egemenlik ve bağımsızlık tartışmalarını da beraberinde getirmektedir. Teknoloji şirketleri ve bu şirketler üzerinde etki sahibi olan devletler, başta siyasal seçimler olmak üzere yanlış bilgi ve propaganda ile siyasal manipülasyon yaparak bireylerin tercihlerini ve kamuoyunu etkileme gücüne sahiptirler. 2014 yılında milyonlarca Facebook kullanıcısının verilerinin izinsiz olarak ele geçirilmesi ve bu verilerin politikacılar adına seçmenlerin fikrini etkilemek için kullanıldığının ortaya çıktığı Cambridge Analytica skandalı, dijital platformların seçim sonuçlarını ve siyasi tercihleri manipüle etmek için nasıl kullanılabileceğine dair önemli bir örnektir (Kılınç, 2023).

Dijital sömürgeciliğin siyasete etkisinin yanı sıra, ekonomik etki boyutunu da incelemek gerekir. Küresel şirketler, sahip oldukları dijital platformlar aracılığıyla kullanıcıları tüketime yönlendiren ve tüketimi sürekli kılan politikalar geliştirmek için yatırımlar yapmaktadır. Bu yatırımlar kullanıcıların verilerini işleyerek reklamcılık, yapay zekâ algoritmaları geliştirme ve pazar analizi yapma gibi ekonomik değerler üretme çabaları olarak karşılık bulmaktadır. Tüm bu süreçlerde Google, Meta, Amazon, Apple, Microsoft gibi veri merkezli çalışan ve bu verileri ekonomik çıkar amaçlı kullanan şirketler, bir yandan ülkelerin yerel ekonomileri üzerinde tehdit oluştururken bir yanda da yerel girişimlerin küresel pazarda rekabet gücünü zayıflatmakta, yerel ekonomik dinamikleri kendi lehine kurmaktadır (Kwet, 2019). Şirketlerin bu faaliyetleri, dijital ürünlerle donatılmış ve dijitalleştirilmiş toplum ve bireyleri dijital sömürgeciliğin öznesi haline getirmektedir. Özellikle dijital platformlar üzerinden oluşturulan içerikler siyasal ve ekonomik etkinin yanında toplumların ve bireylerin sahip olduğu kültürel normları ve değerleri aşındırmaktadır (Srnicek, 2017). Sınırsız içeriklere sahip platformlar, bireyleri üretilen içerikleri tüketmeye teşvik etmekte ve bu içerikler üzerinden çeşitli fikir ve davranışları bireylere empoze edebilmektedir. Çok tartışmalı olduğu için Netflix gibi küresel hegemonyanın önemli platformlarında eşcinselliği özendiren içeriklerin sürekli olarak sunulması, bu argümanı destekleyici nitelikte olabilir (Burç&Mazıcı, 2025).

Dijital sömürgecilik siyasal, ekonomik ve kültürel etkileri yoğunlaşan yeni nesil sömürgecilik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada dijital sömürgeciliğin devletler, toplumlar ve bireyler üzerindeki tahakkümünü sınırlayıcı, dijital sömürgeciliğin yayılmacılığına karşı mücadele ve bu mücadelede Lenin’in ünlü eserine referansla “Ne yapmalı?” sorusunun cevabı oldukça kritik hale gelmektedir. Bu soru 19. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa sömürgeciliğine karşı özellikle Müslüman ülkelerde ve batı dışı toplumlarda en önemli gündemdi. Zira Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde yıkıcı Avrupa sömürgeciliğine karşı harekete geçmek ve “tek dişi kalmış canavara” karşı mücadele temel meseleydi. Batılı ülkelerin kurmuş olduğu küresel sömürgecilik ağı siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak Müslüman toplumları tehdit etmekteydi. Nisa suresi 71. ayet mucibinde “Ey iman edenler! Düşmana karşı tedbirinizi alıp, küçük birlikler hâlinde, yahut topluca savaşa gidin” sömürgeci Avrupa’ya karşı birlikte hareket etmek, başta sanayi ve ticaret olmak üzere birçok alanda batı sömürgeciliğine karşı alternatif oluşturma tartışmaları öne çıkmaktaydı (Kara, 1994). Üzerine düşünüldüğünde günümüzde de benzer bir durumla karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Klasik sömürgeciliğin kendini güncelleyerek ortaya çıkan yeni nesil dijital sömürgecilik de toplumları, ülkeleri tehdit etmektedir. Özellikle Müslüman toplumlar dijital bağımsızlığının ve güvenliğinin elinden alınması, toplumsal değerlerin erozyona uğraması, kişisel hayatın mahremini yitirmesi ve bireylerin tüketim nesnesi haline gelmesi gibi tehditlerle karşı karşıyadır. Bu noktada dijital sömürgecilikle mücadele, Müslüman toplumlar için siyasal ve ekonomik kaygıların yanında manevi kaygıları da giderecek boyutta olmalıdır.

Dijital sömürgeciliğin maddi ve manevi tehditlerine karşı birçok alternatif mücadele geliştirilebilir. Bu noktada; dijital bağımsızlığa destek olacak yerli donanım-yazılım üretimini teşvik etmek, veri güvenliğini sağlayacak bulut altyapılarını kurmak ve veri güvenliğini sağlayabilecek yasaları çıkarmak, daha adil dijital ticaret politikaları geliştirmek öncelikli olmalıdır. Yine Müslüman toplumların dijital okur-yazarlığını ve dijital bilinç düzeyini artırma çalışmaları yapılarak, okullarda dijital sömürgeciliğe karşı ders içerikleri oluşturulabilir (Atayurt, 2018). Tüm bunları yaparken özellikle Müslüman ülkelerin ortak çalışmalar yapmaları dijital sömürgeciliğe karşı daha etkili bir mücadele ortaya çıkarabilir. Bu noktada Müslüman ülkeler küresel ölçekte ortak dijital vizyon ve dijital iş birliği geliştirebilir, yeni nesil küresel sömürgeciliğe karşı birlikte hareket edebilir. Sahip olunan ya da üretilen yeni teknolojileri birbirleriyle paylaşabilir, ortak dijital altyapılar, yapay zekâ modelleri ve dijital yatırımlar üzerine çalışabilir. Ortak dijital ödeme sistemleri, ortak sosyal medya ve dijital içerik platformları üretilebilir, teknoloji transferi ile Müslüman ülkeler arasındaki dijital iş birlikleri geliştirebilir. Tüm bunlar dijital sömürgeciliğe karşı siyasal ve ekonomik bağımsızlığın yanı sıra manevi bağımsızlığı korumayı da getirebilecek iş birlikleri olarak ortaya çıkacaktır.

Klasik sömürgeciliğin kendini güncelleyerek ortaya çıkan yeni nesil dijital sömürgecilik de toplumları, ülkeleri tehdit etmektedir. Özellikle Müslüman toplumlar dijital bağımsızlığının ve güvenliğinin elinden alınması, toplumsal değerlerin erozyona uğraması, kişisel hayatın mahremini yitirmesi ve bireylerin tüketim nesnesi haline gelmesi gibi tehditlerle karşı karşıyadır.

Türkiye dijital sömürgeciliğe karşı özellikle Müslüman ülkelerle dijital iş birliklerin geliştirilmesi noktasında öncülük edebilecek bir potansiyele sahiptir. Son yıllarda ülkemizde dijital bağımsızlığa yönelik çalışmaların yoğunlaştığı ve dijital tahakküme karşı farklı alanlarda alternatif üretme çabalarının giderek arttığı görülmektedir. Burada bu çabaların önemli ve değerli olduğunu göz ardı etmemekle birlikte oluşturulacak alternatif platformların küresel etki oluşturabilecek düzeyde olmasının önemine dikkat çekmek gerekmektedir. Zira dijital sömürgecilikle mücadele, yerelde üretilen ve yerel kalan alternatiflerle çok mümkün görünmemektedir. Dijital sömürgeciliğin aktörleri olan şirketlerin ve platformların başarılı olmasının ana nedeni küresel ölçekte yayılmış olmalarıdır. Bu noktada küresel ölçekte işleyebilecek, kabul görebilecek çalışmalar yapmak, üretilecek alternatifleri bu vizyon ve perspektiften ele almak daha doğru olacaktır. Bununla birlikle özellikle maddi zenginliğe sahip Müslüman ülkelerin bu çalışmaları desteklemesi, ortak yatırımlar yapılması hem bölgemiz hem de ülkemiz açısından oldukça önemlidir. Nitekim son yıllarda ülkemizde geliştirilen başta savunma sanayi teknolojileri olmak üzere birçok teknolojinin küresel ölçekte kabul görmesi, yatırım alması ve Müslüman ülkeler tarafından desteklenmesi bu bağlamda umut vericidir. Özellikle dünyada dijitalleştirilmiş savunma politikalarının öne çıkmaya başladığı bir dönemde Türkiye tarafından üretilen İHA ve SİHA teknolojilerinin küresel ölçekte kabul görmesi, başka ülkelerin o alandaki tekelini kırmayı başarması sadece Türkiye için değil Müslüman ülkeler için de oldukça stratejik ve desteklenmesi gereken gelişmelerdir. Bu noktada gelişmeleri ilerletmek, daha fazla dijital çözümler ortaya koymanın gayretinde olmak dijital sömürgecilikle mücadelede oldukça önem arz etmektedir.

 Dijital dünya beraberinde insanlığın günlük yaşamının her alanını kuşatan dijital hegemonyayı getirmektedir. Bu noktada dijital sömürgeciliğe karşı mücadelenin zor ve çetrefilli olduğunu ortaya koymakla birlikte, alternatif teknolojiler üretmenin ve bunları küresel ölçekte geliştirmenin mümkün olduğunu da vurgulamak gerekir. Teknolojinin kendisi bu imkânı sunmaktadır. Yeni dünyanın kurulmaya başladığı 16. yüzyılın en büyük denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa, Avrupalıların denizler üzerinden başlattıkları küresel sömürgecilik çabalarını görmüş olacak ki “Denizlere Hâkim Olan Cihana Hâkim Olur” cümlesini kurmuştur (Kaymal, 2017). Bu noktada Paşa’nın cümlesini “Dijitale Hâkim Olan Cihana Hâkim Olur” şeklinde güncellemek gerekmekte ve bunun farkındalığı ile çalışmalar ortaya koymak elzem hale gelmektedir.

“Dijitale Hâkim Olan Cihana Hâkim Olur”

 

Kaynakça

Atayurt, U. (2018, Kasım 17). Dijital sömürgecilik çağında ne yapmalı? Birartıbir. https://birartibir.org/dijital-somurgecilik-caginda-ne-yapmali/

Burç, N., & Mazıcı, E. (2025). Kültür emperyalizminin Netflix üzerinden okunmasına yönelik bir araştırma. İletişim ve Toplum Araştırmaları Dergisi, 5(1), 159–188.

Calışkan, E. (2022). İngiliz sömürge şirketlerinin sömürge siyasetindeki rolü: Doğu Hindistan Şirketi, Kraliyet Afrika Şirketi, Virginia Şirketi örnekleri. Ulisa: Uluslararası Çalışmalar Dergisi, 6(2), 107–120.

Césaire, A. (2005). Sömürgecilik üzerine söylev. İstanbul: Doğu Kütüphanesi.

Couldry, N., & Mejias, U. (2019). The costs of connection: How data is colonizing human life and appropriating it for capitalism. Stanford, CA: Stanford University Press.

Ferguson, N. (2015). İmparatorluk: Britanya’nın modern dünyayı biçimlendirişi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Helms, N. (2024, Kasım 21). Digital colonialism in the global sphere. Arts Management and Technology Lab. https://amt-lab.org/blog/2024/11/digital-colonialism-in-the-global-sphere

Kara, İ. (1994). İslamcıların Siyasi Görüşleri. İstanbul: İz Yayıncılık.

Kaymal, T. (2017, Mayıs 30). “Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” sözünü kim söylemiştir? Bahriye Enstitüsü. https://bahriyeenstitusu.org/2017/05/30/denizlere-hakim-olan-cihana-hakimolur-sozunu-kim-soylemistir/

Kılınç, Ş. (2023, Mayıs 28). Seçimlerin öyle sadece sandıkta başlayıp bitmediğini gösteren tarihin en büyük manipülasyon skandalı: Cambridge Analytica. WebTekno. https://www.webtekno.com/cambridge-analytica-nedir-h134236.html

Kwet, M. (2019, Mart 13). Digital colonialism is threatening the Global South. Al Jazeera. https://www.aljazeera.com/opinions/2019/3/13/digital-colonialism-is-threatening-the-global-south

Nkrumah, K. (1966). Emperyalizmin son aşaması: Yeni sömürgecilik. İstanbul: Gerçek Yayınevi.

Osterhammel, J., & Jansen, J. (2023). Sömürgecilik: Tarihi, biçimleri ve sonuçları. İstanbul: Runik Kitap.

Srnicek, N. (2017). Platform capitalism. Cambridge: Polity Press.

Paylaş

Emre Çalışkan

Selçuk Üniversitesi İktisat bölümünde lisans eğitimini, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamıştır. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönet...

Son İçerikler
Toplumsal Meseleler
DİJİTAL SÖMÜRGECİLİK: SÖMÜRGECİLİĞİN EVRİMİ VE YENİ NESİL SÖMÜRGECİLİK
03 Eylül 2025
Düşünce
Fransa: İsrail’e Koşulsuz Destekten Filistin’i Tanımaya
22 Ağustos 2025
Ekonomi
Güney Asya Ekonomi-Politiği: Çin-Pakistan-Afganistan İlişkileri
21 Ağustos 2025
Kültür ve Sanat
Balkanlardaki Kentsel Alanların Değişiminin Saraybosna ve Priştine Üzerinden Okunması
11 Ağustos 2025
Temel Hak ve Özgürlükler
Gazze'de İnsani Güvenliğin Çöküşü: Sistematik Hedef Alma ve Meşruiyet Krizi
06 Ağustos 2025
Çok Okunanlar
Toplumsal Meseleler
Güney Kore Müslüman Topluluğu Üzerine Kısa Bir Analiz
20 Ekim 2022
Ekonomi
İsrail Boykotunun Ön Sonuçları
17 Ocak 2024
Kültür ve Sanat
Yeniden Eskiye Bakmak: Yeni Mardin’de Geleneğin İcadı ve Canlandırmacı Mimarlık
17 Kasım 2023
Kültür ve Sanat
Farha: Sinemanın Nekbe’ye Şahitliği
21 Kasım 2023
Düşünce
Filistin’de Bir Hayat Tarzı Olarak Direniş
16 Eylül 2024
logo

Platform: Müslüman Dünyanın Gündemi, Müslüman toplumların fikrî, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gündemlerini takip ve tahlil edip Müslüman dünyaya dair güncel ve özgün perspektifler sunmayı amaçlayan bir yayın organı olarak İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı bünyesinde kurulmuştur.

  • SAYILAR
  • Analizler
  • İNFOGRAFİK
  • Müslüman Dünyadan Sesler
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • İLKE ANASAYFA
  • platform@ilke.org.tr
  • (0216) 310 43 18
  • Aziz Mahmut Hüdayi Mah.Türbe Kapısı Sk. No: 13Üsküdar, İstanbul

Copyright © by NG. Bütün Hakları Saklıdır