TR EN
logo
  • SAYILAR
  • ANALİZLER
  • İNFOGRAFİK
  • SÖYLEŞİLER
  • VERİTABANI
  • MÜSLÜMAN DÜNYADAN SESLER
  • HABERLER
  1. ANASAYFA
  2. ANALİZLER
  3. Kültürel İkilemde Bir Müzik: Cezayir ve Rai Müzik

Kültürel İkilemde Bir Müzik: Cezayir ve Rai Müzik

Yusuf Ubeydullah Gülaçar
1186
18 Kasım 2023 Cumartesi
Paylaş

Dünya üzerinde var olan müzik türlerinin çoğu genel çerçevede kendi tarihini, kendi ideolojisini yansıtmaktadır ve bundan dolayıdır ki müzik türlerinin geneli, ait olduğu tarihsel ve toplumsal bağlamdan bağımsız gelişmemiştir. Cezayir’in ve Rai Müziğin müzikal sürecin değişimi ve gelişimi birçok farklı olaylar zinciriyle olmuştur. Cezayir’in müzik serüvenini ve sosyolojik yapısının tarihsel panaromasını analiz edecek olursak olaylara 19. ve 20. yüzyıldan itibaren ışık tutarak başlamamız gerekecektir.

1830’larda Fransızlar tarafından işgal edilmeye başlanan Cezayir’de insanlar her anlamda zor bir dönem geçirmiştir. Tıpkı diğer uluslarda olduğu gibi bu zorlu süreçlerde insanlar gerek mücadelelerinde onlara motivasyon sağlayacak gerekse duygu ve düşüncelerini karşı tarafa daha etkili bir biçimde aktaracak iletişim kanalları aramıştır. Her ulusun kendi karakterini yansıtan bu ifade biçimlerinden biri de müzikal ifade biçimidir. Rai müzik ise özellikle 1960’lardan sonra varoşlarda yaşayan insanların isyanını, şikayetlerini, tutkularını, kahramanlıklarını dile getirdikleri bir müzik tarzı olarak ön plana çıkmıştır.

Rai; kelime anlamı itibarıyla fikir ve düşünce anlamına gelmektedir. (Noor Al-Deen, 2005, 598) Rai müziğin anavatanı olarak ise Cezayir’in Wahran adıyla da bilinen, Oran şehri kabul edilir. Şehir kültürel olarak çok milletli bir yapıya sahiptir. Şehirde yaşayanları incelediğimiz zaman genellikle Fransız, İspanyol, Arap ve Yahudiler’den oluştuğunu söyleyebiliriz.

“Rai müzik, özellikle 1960’lardan sonra varoşlarda yaşayan insanların isyanını, şikayetlerini, tutkularını, kahramanlıklarını dile getirdikleri bir müzik tarzı olarak ön plana çıkmıştır.”

 

Rai Müziğin Kökenleri

Rai müziği oluşturan temel unsurlara baktığımız zaman bu müziğin temelinde yatan iki müzik tipini daha bilmemiz gerekecektir. 20. yüzyılın başlarında Cezayir’de sıkça dinlenen iki müzik türü bulunmaktadır. Bunlardan biri Endülüs müziği bir diğeri ise Melhun müziğidir.

Endülüs müziği, 19. yüzyılda İspanya’dan Cezayir’e gelmiş bir müzik türüdür. Bu müziğin karakteristiğinde daha renkli ve majör tonların tercih edilmesi ve klasik Arap şiirlerinden güfteler barındırması bu müziğin esas özelliklerinden bazılarını oluşturmaktadır. (Morgan, 1999, 414) Melhun müziği ise bedevilerin konuşma diliyle meydana getirdiği şiirlerden oluşan bir müzik türüdür. Melhun müziğinde Endülüs müziğindeki gibi estetik kaygılar güdülmeksizin kasideler, destanlar, dinî konular, kahramanlık ve aşk temalarını içeren sözlerle de besteler yapılmaktadır (Schade-Poulsen, 1999, s.15). Endülüs müziğini Melhun müziğinden ayıran faktörlerden bir diğeri de Endülüs müziğinin Cezayir toplumunda elitler tarafından dinleniliyor olmasıdır.

Rai müziğinin kökenini oluşturması hasebiyle Melhun müziğine dair biraz daha malumat vermek konunun anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Melhun müziğini icra eden icracılara “Cheikh” adı verilmektedir. Arap kültüründe Cheikh son derece önemli ve prestijli bir unvandır. Kimi kaynaklarda Türkçe karşılığı “bilge adam, ulvi şahsiyet” olarak çevrilmiştir. Bu bilge adamların söylediği sözlere ise “rai” adı verilmekte olup insanlar Cheikh’lere gidip onların fikirlerini almaktadırlar. Diğer bir deyişle onların Rai’sini almaktadırlar.

Yukarıda da bahsettiğimiz üzere Cheikh’ler günlük dille günlük hayattaki neredeyse her temayı şarkılarına konu edinmişlerdir. Eserlerini ise düğün, sünnet, dinî toplantılar gibi törenlerde sergilemişlerdir. Fransız işgali sürecinde bu bilge adamlar politik konuları da dahil ederek eserlerini icra etmeye devam etmişlerdir.

İşgal mi Yeni Bir Müzik Stili Oluşturuyor?

1950 yılına kadar Oran şehrinde icra edilen müzik stilleri genel olarak Endülüs, Melhun, Mısır ve Fransız müzikleriydi. Amerikalıların 1942 dolaylarında Cezayir’e girmesiyle Cezayir halkı caz ve swing müzikleri ile tanışmıştır. O zamana değin müziklerini gillal (vurmalı bir çalgı) ve gasbah (flüt benzeri bir çalgı) ile icra eden Oran halkı bu süreçten sonra akordeon, piyano, gitar ve keman gibi çalgılar ile yakından tanışmışlar ve bunları müziklerine entegre etmeye başlamışlardır. (Kelfaoui, 2001) Bu tanışma Rai müziği için ilk başlangıç olmuştur. Amerikalılardan edindikleri enstrüman bilgisiyle Oran şehrinde artık geleneksel olanın aksine gasbah ya da gillal ile müzik yapmak yerine 

çok daha modern bir tarz anlayışı ve güfte yapısıyla yeni bir müzik icra edilmeye başlanmıştır. Bu hususta Oran/Wahran şehrinin sıkça örnek verilmesi Rai müziğinin anavatanının burası olmasından dolayı önemlidir.

1960’larda bu müziğin ilk örneklerinde trompet, saksafon ve elektro gitar görmekteyiz. Burada elektro gitar, müziğin geleneksel/akustik boyutundan çıkıp artık elektronik bir boyuta dönüşmesi açısından çarpıcı bir kırılma noktasıdır. Bununla beraber ilerleyen zamanlarda yeni bir sound arayışı için piyano yerine synthesizer dahi kullanılmaya başlanmıştır.

Ritmik, Melodik, Dil ve Konu Olarak Rai Müzik

Özellikle 1980’lerin sonunda müzikal karakterini kazanan Rai müziğin ritmik yapısını incelediğimiz zaman rock, punk, soul, reggea ve bossa-nova gibi ritim yapılarının kullanıldığını görmekteyiz. Melodik yapısına baktığımız zaman melodi hattında makamsal öğelerin kullanılmaya devam ettiği akor hattında ise genellikle blues, kısmen caz müziğinde kullanılan akor tiplemelerinin kullanıldığını görmekteyiz. Dil olarak Fransızca ve Arapça sözler ile karışık icra edilmektedir. Konu bazında eser sözlerini incelediğimiz zaman geleneksel Melhun müziğinin aksine daha haz, aşk ve isyan 

odaklı konuların ele alındığını görmekteyiz. Nitekim işlenen konular kimi zaman ciddi krizler yaratmış, hatta Cheb[1] Hasni, Lounes Matoub gibi birçok rai sanatçısının öldürülmesine sebep olmuştur.

Cezayir’den Dünya Müzikleri Listesine / 1,2,3 Soleils

Rai müziği dünya listelerine taşıyan bazı kırılma noktaları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları teknolojinin gelişmesi ve Cezayir’den Avrupa’ya doğru artan göç hareketleridir. Özellikle Fransa’ya olan göçlerin ardından Rai müzik daha da yaygınlaşmıştır.

Burada Cheb Khaled önemli bir rol oynamaktadır. 1991 yılında Fransa’ya giden Cheb Khaled ilk çalışması Didi’yi çıkarmış ve sadece Fransa’da 100.000 kopyadan fazla satmıştır. (Morgan, 1999) 1996’da Sahra albümünü çıkarmış ve bu albüm Fransa’da 700.000 civarında kopya satmıştır.

ch

1998 yılında Barclay şirketinin teklifiyle Faudel ve Rashid Taha ile birlikte 1,2,3 Soleils grubu olarak Paris’te konser vermişlerdir.[1] Hossam Ramzy şefliğinde icra edilen bu konser orkestrasyon ve aranjman açısından tüm dünya müzisyenlerinin bir araya geldiği, takriben 50’den fazla müzisyenin çaldığı bir konser olarak dünya tarihine geçmiştir. Bu konserden sonra Rai müziğin bilinirliği artmış, hatta dünya üzerinde yeniden yorumlanan örnekleri görülmüştür. Dünya çapında Sting, Cheb Mami ile Desert Rose şarkısına ortak bir proje yapmıştır. Ülkemizde ise Levent Yüksel ve Süheyl-Behzat Uygur kardeşler gibi isimler Rai müziklerini Türkçe sözler ile yeniden yorumlamışlardır.

Sonuç

Dünya üzerinde her ulus kendini var edebilmek adına mücadeleler vermiştir. Cezayir’in bağımsızlık mücadelesi de bunun bir örneğidir. Rai müzik ise bu mücadelede oluşmuş ve bir motivasyon kaynağı olmuştur. Rai müzik yapısı itibarıyla hep aykırıyı savunmakla beraber yaralı bir isyanı da dile getirmiştir. Günümüzde ise tıpkı fast food gibi fast müziğin de artık bütün dünyaya hâkim olmasıyla Rai müziğin teknik yapısı gittikçe kısıtlanmış ve ciddi bir deformasyona uğramıştır. Rai müzik her bir aşamasıyla çok derinlemesine incelenmesi gereken bir konudur. Bu yazı ise tanıtıcı ve kısmen analitik bir bakış açısıyla yazılmış, Müslüman coğrafyalarda icra edilen bir müzik tarzını ve oluşum sürecini anlatmayı amaçlamıştır. Müziğin birleştiriciliği ve kuşatıcılığı ile yaşamak ümidiyle.

 

[1] Bahsi geçen konser kaydı için bkz.: https://bit.ly/3siR2VQ

[1] Rai müziğinde erkek sanatçıya “cheb” kadın sanatçıya ise “cheba” adı verilmektedir.

 

 

 

Paylaş

Yusuf Ubeydullah Gülaçar

1997 yılında Van'da doğdu. 2015 yılında ITÜ TMD Konservatuarı Müzik Teorisi bölümünü kazandı. Aynı yıl TRT Istanbul Radyosu Gençlik Korosu sınavını keman sanatçısı olarak kazandı. 2019 yılında ILEM kademe öğrencisi olarak mezun oldu. Yurtiçi ve yurtd...

Son İçerikler
Toplumsal Meseleler
Kuzey Makedonya'dan Batı Avrupa'ya: Yükselen Beyin Göçü
25 Nisan 2025
Toplumsal Meseleler
İsrail’in Bölünmeleri Derinleştirmedeki Rolü: Azınlık Stratejileri Bağlamında Dürziler Örneği
15 Nisan 2025
Düşünce
Hartum Zaferi: Sudan Silahlı Kuvvetleri’nin Başkentteki Üstünlüğü, RSF’nin Geri Çekilişi ve Bölgesel Yansımaları
29 Mart 2025
Suriye'nin Yeniden İnşası: Öncelikler ve Zorluklar
21 Mart 2025
Düşünce
Kosova 2025 Genel Seçimleri: Seçim Sonrası Dönem ve Gelecek Beklentileri
10 Mart 2025
Çok Okunanlar
Toplumsal Meseleler
Güney Kore Müslüman Topluluğu Üzerine Kısa Bir Analiz
20 Ekim 2022
Ekonomi
İsrail Boykotunun Ön Sonuçları
17 Ocak 2024
Kültür ve Sanat
Yeniden Eskiye Bakmak: Yeni Mardin’de Geleneğin İcadı ve Canlandırmacı Mimarlık
17 Kasım 2023
Kültür ve Sanat
Farha: Sinemanın Nekbe’ye Şahitliği
21 Kasım 2023
Temel Hak ve Özgürlükler
İslami Feminizm Nedir, Müslüman Feminist Kimdir?
21 Nisan 2023
logo

Platform, Müslüman toplumların fikrî, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gündemlerini takip ve tahlil edip Müslüman dünyaya dair güncel ve özgün perspektifler sunmayı amaçlayan bir yayın organı olarak İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı bünyesinde kurulmuştur.

  • SAYILAR
  • Analizler
  • İNFOGRAFİK
  • Müslüman Dünyadan Sesler
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • İLKE ANASAYFA
  • platform@ilke.org.tr
  • (0216) 310 43 18
  • Aziz Mahmut Hüdayi Mah.Türbe Kapısı Sk. No: 13Üsküdar, İstanbul

Copyright © by NG. Bütün Hakları Saklıdır