PLATFORM 30

“Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Filistin özgür olmadıkça hiçbirimiz özgür olmayacağız.” demişti yıllar önce Güney Afrika’nın onurlu lideri Mandela. Bugün dünya Filistinli olmuşken bu sözün anlamını idrak ettiğimiz günlerdeyiz. 7 Ekim’den beri hem tarihin en büyük soykırımına hem de en onurlu direnişine şahitlik ediyoruz. Bu tarihî günlerin içinden geçerken mazlumun yanında, zalimin karşısında durabilecek erdem ve hassasiyetten mesul olarak; Filistin halkına yetemesek de bütün varlığımızla onların yanında olmak için Platform’un bu sayısını “Filistin” özel sayısı olarak hazırladık.


Filistin mimariden sinemaya, boykottan uluslararası politikaya pek çok açıdan alanında uzman isimler tarafından kaleme alındı. Yerleşimci sömürgeci İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği eşsiz suçlar ve zulümler yalnızca fiziksel işgal biçimiyle kalmıyor; kültürel politikalardan kalkınmaya, gıda güvensizliğinden mülksüzleştirmeye uzanan “sessiz” şiddet ve soykırım biçimlerini de kapsıyor. Ancak dünya güçlerinin desteğini arkasına alan
sözde devlet İsrail’in zulmüne karşı uluslararası toplumda yalnızlaştırılan Filistinliler yıllardır en onurlu şekilde direniyor ve direnişi sürdürüyor.
Filistinlilerin evini yıkan, yollarını bölen, zeytin ağaçlarını kökleyen işgalci İsrail bütün örgütlü kötülüğüne rağmen Filistinlileri ne Filistin’den ne de Filistinli olmaktan asla caydıramayacak. Ki bütün “insanlık” dünyaya
artık Filistin’den bakıyor. Filistin’in şairi Mahmud Derviş dizelerindeki gibi:

Kaydet!
Arabım
Sen yağmaladın bağlarını atalarımın
Benim ve tüm çocuklarımın
Sürdüğü toprağı sen yağmaladın
Bana ve torunlarıma
Hiçbir şey bırakmadın
Şu kayalıklardan başka!
Söylendiğine göre hükümetiniz
Bunları da alacakmış, öyle mi?
Madem öyle!
Kaydet!
Kaydet ilk sayfanın ta en başına
Nefret etmem insanlardan
Hiç kimseye saldırmam!
Ama aç kalınca
Toprağımı gaspedeni çiğ çiğ yerim!
Kolla kendini, kork benim açlığımdan
Kork benim öfkemden!
Kolla kendini!