Gazze’ye İnsani Yardım Koridoru
Fotoğraf:Abed Rahim Khatib/AA
İsrail, 7 Ekim’in ardından başlayan süreçte Gazze’de çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşmak üzere 15.000’den fazla Filistinliyi öldürmüştür (Jones, 2023). Hastanelerin, uluslararası kurumların, ibadet yerlerinin, eğitim binalarının hedef alındığı bu süreç, Gazze’de onarılması uzun yıllar sürecek bir yıkım tablosu ortaya çıkarmıştır. Saldırıların önemli bir diğer neticesi ise yerinden edilen Filistinliler olmuştur. BM raporuna göre İsrail’in son Gazze saldırılarında bir milyonun üzerinde Gazzeli yerinden edilmiş ve Gazze içerisinde yer değiştirmiştir. Filistin tarihinde önemli bir kırılma noktası olan Nekbe’de bir milyon Filistinlinin yerinden edildiği düşünüldüğünde, bugün Filistin’in önemli bir tarihi kırılmadan daha geçtiğinizi söyleyebiliriz.
İsrail’in demografik değişim planları, Gazze saldırılarının merkezine etnik temizlik ve yerinden etmeyi yerleştirmiştir. Kurulduğu günden bu yana iskanı önceleyerek demografik bir çoğunluk sağlamak isteyen İsrail, Gazze’de yaşayan Filistinlilerin Mısır’a, Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilerin ise Ürdün’e göç etmesi için baskı yapmıştır. Saldırıların Gazze’nin kuzeyine yoğunlaşarak, Filistinlilerin güneye gitmesi çağrıları, Mısır’ın dış borçlarının kapatılması teklifi (Hearst, 2023), yardımlarının girişine müsaade edilmemesi, bu durumu doğrular niteliktedir.
Gazze’deki etnik temizlik süreci, pek çok savaş ve insanlık suçunu da içinde barındırmaktadır. Bu suçların içinde özellikle insani yardımın engellenmesinin üzerinde durmak gerekmektedir. Uluslararası hukuk ve insani normlar kapsamında savaş ya da kriz zamanlarında insani yardımın engellenmesi insanlık suçudur (Tatlı, 2023). İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’yi yoğun bir bombardıman altında bıraktığı gibi, sınırlardan yardım geçişini de engellemiştir. Refah’ın kontrolü Mısır’ın yetki kapsamında olmasına karşın İsrail, Mısır’ı askeri ve siyasi açıdan baskı altına almıştır. Refah ile beraber diğer sınır kapılarının ise kapalı olması insani yardımın geçişini neredeyse durdurmuştur. 24 Kasım’da Hamas ve İsrail arasında yapılan ateşkesin neticesinde Refah bir süreliğine yardım geçişine kısa bir süreliğine açılmıştır.
Gazze’deki krizin boyutları göz önünde bulundurulduğunda, insani yardım geçişinin sağlandığı koridorun bir süreliğine değil; daimi olarak açık tutulması gerekmektedir. Nitekim krizin birinci ayında Gazze’deki Filistinliler mevcut kaynaklarla hayatta kalmaya devam ederken, saldırılar devam ettikçe kaynaklar tükenmiştir. BM raporuna göre gıda ve temiz suya erişim engelinden dolayı ölümlerin başladığı Gazze’de tek ihtiyaç alanı ise gıda değildir. On binlerce Gazzeli’nin tedaviye ihtiyacı olduğu bu dönemde, hastanelerin ve sağlık merkezlerinin faaliyetlerine devam edebilmesi için yakıt ve enerjiye de ihtiyaç vardır. Tüm bunlar İsrail’in hukuka aykırı fiileri olarak kayıtlara geçmiştir.
Gazze’deki krizin boyutları göz önünde bulundurulduğunda, insani yardım geçişinin sağlandığı koridorun bir süreliğine değil; daimi olarak açık tutulması gerekmektedir.
Filistinlilerin 1948 ve 1967 yılında iki büyük yerinden edilmeye maruz kalması, Gazze krizi boyunca toplumun tahliyesini içeren önerilere temkinle yaklaşmasına yol açmıştır. Yerinden edilmenin ardından boşalan topraklara kolonyal bir varlık inşa eden İsrail, Gazzelileri göçe zorlayarak siyasi, askeri ve demografik bir genişleme sağlamak istemiştir. Filistinliler, insani koridorla tahliyeden ziyade, insani koridorun yardımları ulaştırması misyonunun yerine getirilmesini istemişlerdir. Filistin halkı, ne olursa olsun Gazze’den ayrılmak istememektedir. Uluslararası insani yardım kurumlarının insani koridor çağrısı da bu tehlikeye işaret ederek gerçekleştirilmiştir. İnsani koridorun, Gazze’nin nüfustan arındırılmadan yapılması istenmiştir.
İnsani koridorun oluşturulmasının önündeki en büyük engellerden biri devam eden saldırılar olmuştur. Bombalamalar, insani yardım geçişini herhangi bir problem olmadan sağlanmasını zorlaştırmıştır. İnsani koridor için önce ateşkesin sağlanması, ateşkesin sağlanması için ise İsrail’in saldırıları durdurması gerekmektedir. İnsani yardım, koridor ile Gazze içerisine ulaştırılsa dahi devam eden saldırılar bu yardımların Gazze içinde dağıtılmasının önünde bir engeldir. Nitekim UNRWA da dahil olmak üzere uluslararası yardım kuruluşlarının hem binaları hem de görevlileri bu süreçte İsrail tarafından hedef alındı. 100’ün üzerinde BM görevlisi saldırılarda hayatını kaybetti (“UN workers across Asia observe moment of silence, lower flags to honor fallen colleagues in Gaza”, 2023). Bununla beraber yerel yardım kuruluşlarının binaları ve uluslararası kurumların Gazze ofisleri 7 Ekim’den bu yana kullanılamaz hale gelmiştir. Yardım kuruluşlarının etkisiz hale getirilmesi, insani koridorun işlevsel alanını kısıtlamaktadır. İsrail’in Refah sınır kapısının yakınlarını bombalaması da insani yardım olanaklarını kısıtlamaktadır (“Israel Bombs Gaza’s Border Crossing with Egypt”, 2023).
İnsani yardım, koridorla Gazze içerisine ulaştırılsa dahi devam eden saldırılar bu yardımların Gazze içinde dağıtılmasının önünde bir engeldir.
Lojistik anlamda yolların tamamen tahrip edildiği, depo olanaklarının ise oldukça azaltıldığı bir Gazze var. İsrail, Gazze halkına ulaşacak yardım imkânlarını da kapatmaktadır.Yardımların içeride dağıtılması için yakıta ihtiyaç varken, İsrail’in yakıt girişini engellemesi, yardımların dağıtılmasını sekteye uğratmaktadır. İnsani koridor bu sebepler dolayısıyla ateşkes ile doğrudan alakalıdır. Ateşkes sağlanmadan, istenilen ölçüde bir yardım girişi yapılması mümkün gözükmemektedir. Geçtiğimiz haftalarda başlayan ve bir süre devam eden ateşkes, yardım girişlerine doğrudan etki etmiştir. Sürecin başlangıcından itibaren kapasitesinin çok altında olacak şekilde günde ortalama 20-30 aracın Refah’tan geçmesine müsaade edilirken, ateşkes sürecinde bu sayı 300’e yaklaşmıştır. Ateşkes süreçlerinin devamlılığı İsrail siyaseti ile de bağlantılıdır. Gazze’nin tahliyesi ya da Filistinli gruplardan arındırılması düşüncesiyle saldırılarına devam eden İsrail, istediğini alamamış ve Gazze’deki grupların öngördüğü şekilde ateşkesi kabul etmiştir. Sadece belirli sayıda esirini geri alabilen İsrail için iç siyasette esirler ve askeri imajın kaybı dolayısıyla ortaya çıkan sıkışmışlık, yeni ateşkesleri ortaya çıkarabilir. Nitekim Netanyahu’ya yönelik İsrail içinde 7 Ekim’den önce başlayan öfke, çok daha büyük kitlelere ulaşmıştır.
Yardımların içeride dağıtılması için yakıta ihtiyaç varken, İsrail’in yakıt girişini engellemesi, yardımların dağıtılmasını sekteye uğratmaktadır. İnsani koridor bu sebepler dolayısıyla ateşkes ile doğrudan alakalıdır.
İnsani yardım koridoru için ABD’nin de rolü önemlidir. 7 Ekim’in hemen ardından ABD’nin bölge politikaları yoğun bir İsrail desteğini içermiştir. Savaş gemisi ve askerlerin yollanması, Ukrayna’ya yapılan yardım paketinin içerisine İsrail’in de dahil edilmesi, siyasi yetkililerin ifadeleri, Biden’in İsrail ziyareti esnasındaki açıklamaları bu desteği örneklendirmek için yeterli olacaktır. ABD’nin koşulsuz desteği, ABD için farklı problemler ortaya çıkarmıştır. Çin ve Rusya’ya karşı bölgede siyasi zayıflama, İslam dünyası içinde itibar kaybı, terkedilen Orta Doğu politikalarına geri dönme gibi faktörler, katliamlarda ABD’nin de İsrail’le yan yana anılmasını sağlamıştır. ABD, dünyanın geri kalanını karşısına alarak İsrail’e olan desteğini ne kadar daha bu şekilde sürdürecek merak konusu. Ancak ABD siyasetindeki söylemin 7 Ekim sürecinin başlangıcına göre değiştiğini ifade etmek mümkün. ABD’nin Mısır’la olan ilişkileri de göz önünde bulundurulduğunda ateşkes ve yardımların geçişine etki eden unsurlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Yaklaşan ABD seçimleri de, ABD’nin politikasını etkileyecektir.
Başta Katar ve Türkiye olmak üzere İslam dünyasının öne çıkan devletlerinin de ateşkes ve insani yardım koridorunda etkisi büyüktür. Nitekim 7 Ekim’in ardından Katar’ın çözüm görüşmelerinin merkezi haline gelmesi ve ateşkesin tesisinde öne çıkması, Türkiye’nin sivil toplum ve siyasetiyle aktif bir güç olması, insani diplomasi girişimlerinde bu bölgeleri merkezler hâline getirmiştir. Ancak istenilen insani yardım geçişinin henüz sağlanmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Müslüman devletlerin Mısır’a koridor oluşturma konusunda baskı yapması gerekmektedir.
Cidde'deki acil İslam İşbirliği Teşkilatı oturumunda konuşan Hakan Fidan, 2 milyondan fazla kişinin 'toplu cezaya' tabi tutulmasının haklı bir gerekçesi olmadığını söyledi
İnsani koridorun mümkünlüğü, Mısır’la da doğrudan alakalıdır. Filistin meselesine olan etkisi yadsınamaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkan Mısır, bu süreçte özellikle ABD tarafından çok yoğun bir baskıya maruz kalmıştır. ABD, Refah’ın açılması ve insani koridorun oluşturulması konusunda söz sahibi olan Mısır’a karşı ekonomik ve siyasi gözdağı vermiştir. Kahire için ise göçün ortaya çıkarabileceği yeni sosyoloji ve siyaset, İsrail’in savaşı Mısır topraklarına taşıma ihtimali ya da Filistin gruplarının Filistin meselesinin geleceğindeki rolü itibarıyla Mısır tarafından endişeyle karşılanması (Altay ve Asa, 2023) insani koridorun oluşturulmasındaki aktörlerden biri olan Mısır’ın yaklaşımını etkilemiştir. Uluslararası kamuoyunun ise genel çağrısı, bu koridorun açılması ve Gazze’ye ihtiyaç olunan her ürünün ulaştırılması olmuştur. İslam İşbirliği Teşkilatı, gündemlerinden biri de insani koridor olacak şekilde toplanmış; ancak iç meseleler ve yaklaşım farklılıklarından dolayı etkili bir karar ortaya çıkmamıştır.
İnsani yardım koridoruna dair uluslararası hukuk ve anlaşmalar ise açıktır. Cenevre Sözleşmesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü, BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsani Yardıma İlişkin Yol Gösterici İlkeler, BM Güvenlik Konseyi’nin kararları, işgal altındaki Gazze’nin insani yardıma erişim hakkına sahip olduğunu net bir şekilde ifade eder. Daha önce dünyanın farklı kriz bölgelerinde sağlanan insani yardım koridoru, Gazze için de sağlanması gerekmektedir. Uluslararası kurumlar tarafından tesis edilecek koridorun aynı zamanda İsrail tarafından Gazze’de gerçekleştirilen savaş suçlarını ortaya çıkarma durumu, İsrail tarafından koridora engellemeler getirmektedir.
Kasım ayında bir süreliğine hayata geçirilen “insani duraksamayı”, insani koridordan ayırmak gerekmektedir. Zira mahiyeti ve uygulanış biçimleri birbirinden farklılaşmaktadır (Graham-Harrison, 2023). Gün içerisinden belirli saatleri kapsayan süreç, insani yardımın tam anlamıyla Gazze içerisine aktarılmamasına neden olmuştur. Duraksama süresi biter bitmez İsrail’in yeniden Gazze halkını yerinden etmeye yönelik saldırıları, insani yardım koridoruna dair ihtiyacı gözler önüne sermektedir.
Kasım ayında bir süreliğine hayata geçirilen “insani duraksamayı”, insani koridordan ayırmak gerekmektedir.
Gazze’deki insani kriz tablosunun 7 Ekim’den sonra oluştuğunu söylemek mümkün değildir. 7 Ekim, abluka ve ambargo şartlarını çok daha fazla derinleştirmiştir. 7 Ekim’in öncesinde İsrail tarafından ortaya konan uygulamalar, Filistinlilerin yıllardır temel ihtiyaçlara erişmesine engel olmuştur. 7 Ekim öncesi ve son süreçle beraber İsrail’in Gazze uygulamaları düşünüldüğünde, insani yardım geçişini sadece kısıtlı bir zaman üzerinde sağlamak, mevcut insani kriz tablosuna temel çözüm getirmeyecektir. Daimi bir koridorun sağlanmaması; Gazze’deki büyük yıkımın giderilmemesi, demografik dengenin değişmesi, İsrail’in Akdeniz’e doğrudan ulaşması ve İsrail’e karşı işgal edilen topraklarda caydırıcı bir varlık gösterilmemesi gibi riskleri beraberinde getirmektedir.
İnsani duraksamanın hemen ardından Gazze saldırıları ikinci evreye geçti. İsrail, Kasım ayının sonuna kadar yoğun bir şekilde bombaladığı Gazze’nin kuzeyinden rotasını güneye çevirmiştir. Han Yunus ve Refah bölgelerinin şiddetli bombalamalara maruz kalması ve halkın tahliye edilmesi girişimleri, insani yardım geçişine olan ihtiyacı daha da arttırmıştır (“Israel-Gaza War: Residents of Khan Younis Say Israeli Strikes Heaviest since Start of War”, 2023.).
İnsani yardım koridoru, sadece hukuki değil insani de bir meseledir. Bugün gelinen noktada tüm dünya halkları bu insani ihtiyaca dikkat çekmektedir. Ancak İsrail’in saldırgan tutumu ve ABD tarafından gelen koşulsuz desteğin yanı sıra, İslam devletlerinin pasif siyaseti ve Mısır’ın endişeleri, tam anlamıyla bir koridorun oluşmasının önünde engeller oluşturmuştur. Sürecin gidişatına baktığımızda ise Netanyahu ve savaş kabinesi dışında saldırıların yoğunlaşması fikrine sıcak bakan blokların azaldığını görmek; sadece insani koridor ve ateşkes açısından değil, mücadelenin geleceğine dair de önemli ipuçları sunmaktadır.
KAYNAKÇA
Al Jazeera. “Israel Bombs Gaza’s Border Crossing with Egypt”. Erişim 07 Aralık 2023. https://www.aljazeera.com/program/newsfeed/2023/10/11/israel-bombs-gazas-border-crossing-with-egypt
“Almost 1.9M Palestinian displaced across Gaza Strip since Oct. 7: UN”. (2023). Anadolu Agency. https://www.aa.com.tr/en/middle-east/almost-19m-palestinian-displaced-across-gaza-strip-since-oct-7-un/3072901 adresinden erişildi.
Altay, A. ve Asa, A. F. (2023). Mısır’ın Gazze Stratejisine Bakış. https://www.indyturk.com/article-author/abdullah-altay-ahmet-faruk-asa adresinden erişildi.
Graham-Harrison, E. (2023). Humanitarian Pause v Ceasefire – the Debate over How to Ease Gaza’s Suffering. The Observer. https://www.theguardian.com/world/2023/nov/05/ceasefire-or-humanitarian-pause-the-bitter-debate-on-the-best-route-to-peace adresinden erişildi.
Hearst, K. (2023). “Israel Reportedly Proposed Writing off Egypt’s Debts for Hosting Gaza Refugees”. Middle East Eye. https://www.middleeasteye.net/news/israel-palestine-war-netanyahu-lobbied-eu-push-egypt-accept-gaza-refugees adresşnden erişildi.
“In Gaza, people resort to drinking salty water, garbage piles up | Reuters”. Erişim 07 Aralık 2023. https://www.reuters.com/world/middle-east/gaza-people-resort-drinking-salty-water-garbage-piles-up-2023-10-16/
“Israel-Gaza War: Residents of Khan Younis Say Israeli Strikes Heaviest since Start of War”. (2023). BBC News. https://www.bbc.com/news/world-middle-east-67601891 adresinden erişildi.
Jones, K. (2023). Journalist Casualties in the Israel-Gaza War. Committee to Protect Journalists. https://cpj.org/2023/12/journalist-casualties-in-the-israel-gaza-conflict/ adresinden erişildi.
Tatlı, İ. (2023). Gazze’deki İnsani Kriz ve Uluslararası Hukuk Bağlamında Bir Zorunluluk Olarak İnsani Yardım Koridorunun Gerekliliği. İnsamer. https://www.insamer.com/tr/gazzedeki-insani-kriz-ve-uluslararasi-hukuk-baglaminda-bir-zorunluluk-olarak-insani-yardim-koridorunun-gerekliligi.html adresinden erişildi.
“UN workers across Asia observe moment of silence, lower flags to honor fallen colleagues in Gaza”. (2023). Anadolu Agency. https://www.aa.com.tr/en/asia-pacific/un-workers-across-asia-observe-moment-of-silence-lower-flags-to-honor-fallen-colleagues-in-gaza/3052118 adresinden erişildi.
Ahmet Faruk Asa
İHH vakfında çalışan Asa, insani diplomasi alanında çalışmalarını yürütmektedir....