Güney Kore Müslüman Topluluğu Üzerine Kısa Bir Analiz
Müslüman azınlıklarla ilgili çalışmalara bakıldığında Güney Koreli Müslüman topluluğun Müslümanların gündeminde arka planda yer aldığı görülmektedir. Zira Müslüman topluluklar ile ilgili çalışmaların çoğu Batılı Müslüman azınlıklara odaklanmış durumdadır. Kore çalışmaları göz önünde bulundurulduğunda ise Kore’de İslamiyet ve Müslümanlar daha çok mültecilik, göç, turizm veya ekonomi bağlamına sıkıştırılmıştır. Diğer taraftan İslami faaliyetlere ve Korelilerin din değiştirmesine yönelik önyargılı ve eleştirel tutumları nedeniyle Kore’de İslamiyet ile ilgili çalışmalar Hristiyan misyonerlerin odağındadır. Bu nedenle, çağdaş Koreli Müslümanların durumu ve Kore’de Müslüman olma gerçeği halen ileri araştırmalara ihtiyaç duymaktadır. Bu anlamda çağdaş Güney Koreli Müslüman topluluğun içinde bulunduğu durumun analizini yapmak Müslüman dünyanın gündemindeki etkileşim ve gelişmelerin aydınlatılmasına ışık tutacaktır.
Çağdaş Güney Koreli Müslümanların Durumu
Bugün insanların çoğu başarısı müzik dünyasının ötesine geçen ve imajı beklenmedik bir şekilde parlayan Güney Kore’yi tanıyor. Önceleri Kore yarımadası denilince Kore Savaşı veya Kuzey Kore ile yapılan müzakereler akla gelse de şimdilerde eğlence endüstrisine dair pek çok şey Güney Kore ile ilişkilendirilmektedir. Böyle bir konjonktürde Güney Koreli Müslüman azınlığı konuşmak pek aşina olunan bir durum değildir. Oysa Güney Kore toplumu ve Müslümanlarının ilişkileri, tarihi 7.yüzyıla uzanan süreç içinde oldukça kadim bir bağlantıyı barındırır. Ancak karşılıklı ilişkinin kadim başlangıcına rağmen bugün, herhangi bir dine mensup olanların yüzde otuz kadarını Hristiyanların oluşturduğu ülkede, Müslüman azınlık yaklaşık yüzde bire bile tekabül etmez.
Güney Koreli Müslümanların nüfusu resmi olarak belirtilmese de Seul Merkez Cami yetkililerinin ifadelerine göre 200.000’i bulan toplam yabancı Müslüman nüfusu içerisinde, yerel Koreli Müslüman cemaatin 35-45.000’in civarında olduğu tahmin ediliyor (Hüseyin Jang, Kişisel Mülakat, Güney Kore, Ekim 2019). Müslümanlar, ülke içerisinde diğer bölgelere dağılmış olsa da başkent Seul’un kalbindeki İtaewon mahallesi, bünyesinde pazarlar, restoranlar ve Seul Merkez Cami’nin de bulunduğu canlı bir İslam kültür alanını barındırıyor. İtaewon Müslüman cemaatinin çoğunluğu, Güney ve Orta Asyalı ve Orta Doğulu Müslümanlardan oluşuyor. İtaewon Müslümanları cemaatinin içine, doğuştan yerli Koreli Müslümanlar yani “Koslimler” [1]de dâhildir. Müslümanların başkent Seul’da diğer tüm yabancı azınlıklarla birlikte yer aldığı gecekondu bölgesi nam-ı diğer “Müslüman mahallesi” İteowon’u ülkeye gelen Müslüman ve yabancı turistlerin çekim noktası haline getirmek hükümetin en önemli hamlelerden birini teşkil ediyor. Son yıllarda ise Kore, yumuşak gücünü Müslüman ülkeler üzerinde en çok da ülkede peş peşe açılan Müslüman dostu mekânlar ve helal pazarlama stratejisi ile yürütüyor.
2019 yılında görüştüğüm Seul Merkez Cami imamı Abdurrahman Lee, İtaewon için, çoklu kimliklerin ortak paydası olarak inanç ve etnik çeşitlilik ön yargısından uzak olmanın temsili bir mekânı haline geldiği ifade ediyor (Abdurrahman Lee Ju-Hwa, kişisel görüşme, Kasım 2019). Bununla birlikte İmam Lee, Kore’deki lise ve üniversitelerin öğrencilerine çok kültürlülük dersleri vermek için Seul Merkez Cami’sine toplu geziler düzenlediğini ekliyor. Bu anlamda İteawon Müslüman caddesi, Korelilerin kendi yanı başındaki komşularını keşfetmelerine de yardımcı oluyor. Bu gelişmeler Korelilerin yakın gelecekte Müslümanlara olan önyargısını kırmada bir nebze de olsa etkili olabilir. İtaewon’daki cami, Müslümanlara bir ibadet yeri sağlamanın yanında İslam’la ilgilenen Koreliler için de bir iletişim imkânı sağlıyor.
Merkez cami yönetimi, hafta sonları Müslümanlara ve gayri Müslimlere yönelik Arapça ve dini bilgiler eğitimi sunmaktadır. Kore Müslüman Öğrenciler Birliği ile çeşitli Müslüman ailelerin çocuklarına yönelik faaliyetler ve toplantılar düzenlenmektedir. Maalesef buradaki etkinlikler oldukça sınırlı olup sadece başkentteki Müslümanlara ulaşabilmektedir. Diğer bölgelerdeki Müslümanlar, helal yemek, cenaze işleri ve rahat ibadethane bulma gibi pek çok zorluk yaşamaktadır. Koreli Müslümanlar, bölgelerinde bulunan mescitler ve çeşitli Müslüman topluluklarla gerçekleştirdikleri çalışmalar ve dayanışmalarla dini yaşamlarını sürdürmektedir. Ancak, Müslümanlar halen küçük bir azınlık konumundadır. Müslümanların kendilerine ait okul veya İslam enstitüleri de bulunmamakla beraber ülkede Müslümanları temsil eden herhangi bir siyasi makam da mevcut değildir. Güney Kore Müslüman topluluğu, Müslüman halkların desteği ve bu hususta çalışmalarına daha çok ihtiyaç duymaktadır.
Geçmişten Günümüze Kore’de İslamiyet’in Seyri
Kore’nin Batılılarla olan ilişkisinin başlangıcı 17. yüzyıla dayanıyor. Bu anlamda bir mukayese yapılırsa İslam dünyası ile olan ilişkilerin daha eskiye dayandığı görülür. Korelilerin 7-9. yüzyıllar arasında Müslümanlarla ilk teması, deniz aşırı ticaret için Çin kıyılarına gelen Arap ve Fars tüccarlar vesilesiyle kurulmuştur (Lee, 1997). Geçmişten günümüze Kore’de İslamiyet’in tarihi incelendiğinde erken dönemlerde gerçekleşen temaslara rağmen Kore’de İslam dininin Kore Savaşı’na kadar kalıcı bir varlık gösteremediği anlaşılmaktadır. 20.yüzyıla kadarki süreçte, gerçek bir Koreli Müslüman topluluk oluşmadığı için Kore’de İslam dininin yayıldığı asıl olay, Kore Savaşı olarak kabul edilmektedir (Öztürk, 2021).
Kore Savaşı sürecinde Türk Tugayı imamlarının vesilesiyle ilk Koreli Müslüman cemaat ortaya çıkmış ve bugünkü Kore Müslüman Federasyonu’nun temeli olan Kore Müslüman Birliği kurulmuştur. Bu anlamda Koreli Müslüman cemaatinin sosyal ve zihni anlamda kendi İslam kültür ve zeminini inşa etmesi çok yakın tarihsel sürece denk gelmektedir. 1955 tarihindeki ilk ihtida süreci ile başlatacak olursak Kore Müslüman cemaatinin yaklaşık 67 yıllık bir tarihinden söz edebiliriz. Ancak savaş sonrası süreçte Kore halkının İslam dinine ilk etapta gösterdiği ilgiyi devam ettirmediği anlaşılmaktadır. Bu hususta Kore milletinin daha önce farklı millet ve dinlerle bir arada yaşama deneyiminin eksikliği önemli rol oynamıştır. Nam’a göre bugün hala Korelilerin birçoğu İslam, Müslüman ve Arap gibi terimleri dahi ayırt edememektedir (Nam, 2012). Pek çok Koreli, Müslümanların etnik çeşitliliklerinden habersiz görünmektedir.
Ayrıca, Kore kültürü ve İslam kültürü arasında birtakım zıt unsurlar bulunmaktadır. Dış görünüş odaklı toplum yapısı, sosyal iletişim aracı olarak yoğun alkol tüketimi ve domuz tüketiminin yaygınlığı Müslümanların karşılaştığı temel problemlerdendir. En önemlisi de doğru İslami bilgilendirme için Kore toplumunda sosyal, dilsel ve dinsel iletişim anlamında Korelilere hitap edecek ilim adamlarına halen ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer taraftan 11 Eylül 2001 sonrası İslam karşıtı medyadan aktarılanlar neticesinde, İslam dinine ve Müslümanlara karşı ön yargılar geliştirilmiştir. Bu etki, İslam dinin yayılması ve Müslüman topluluğun kabulünde olumsuz tesirler yapmıştır (Sheikh, 2019). Sonuç olarak, İslam dini yakın geçmişine rağmen oldukça yavaş şekilde kabul görmektedir.
Günümüzde Kore’de, aktif faaliyet gösteren 15 caminin yanında resmi olmayıp ibadet maksatlı kullanılan 60’dan fazla küçük mescit bulunmaktadır. Güney Kore Müslüman Topluluğu’na ait birçok faaliyet, Iteawon’da bulunan Kore Müslüman Federasyonu ve Seul Merkez Camii üzerinden kanalize edilmektedir. Federasyonun her hafta düzenli olarak yayımladığı Muslim Weekly isimli kitapçık ile o haftanın hutbesi, namaz vakitleri, dini dersler, Müslümanlarla alakalı son haberler ve nasihatler okuyucuya ulaştırılmaktadır.
Kore Toplumunun Müslümanlara Bakışı ve Gelişmeler
Son yıllara kadar Güney Koreli Müslümanların bilinmemesinin en önemli nedeni, halkın Müslümanlara bakışının negatif olması, Müslüman azınlığın gözlerden ırak yaşaması ve hükümetin bu azınlık Müslüman gruba temkinli yaklaşmasıydı. Müslümanlara karşı negatif imajın oluşmasında temel unsur İslamofobik medya gibi görülse de bir diğer kritik unsurun Hristiyan misyonerlerin çalışmaları olduğu bilinmektedir. Hristiyan pek çok yazar ve akademisyen İslam dini ve Müslümanlara yönelik olumsuz tanımlamalar kullanmaktadır. Hatta bazı çalışmalar, bu tanımlamaların gereksiz yere polemik içerdiğini ve aşırı negatif olduğunu açık bir şekilde itiraf etmekte; Kore’deki İslamofobinin temelinde Korelilerin sınırlı ve bozuk İslami anlayışlarının yer aldığını belirtmektedir (Park, 2013; Gi 2018). Böylece, Kore toplumunun genel olarak Müslüman kültürünü tehditkâr bir öteki olarak gördükleri söylenebilir. Prof. Lee röportajında, OECD ülkeleri arasında Kore toplumunun oldukça yüksek İslamofobi oranına sahip olduğunu belirtmiş ve bu yanlış anlaşılmanın en önemli sebeplerinden birisinin Batılı medya kanalları olduğunun altını çizmiştir (Lee, 2022). Ancak son dönemlerde, Güney Koreli karar alıcılar, Müslümanları ve Müslüman kimliğini göz ardı etmeyip bu azınlığı bir çeşit yumuşak güç uygulama alanı olarak milli pazarda konumlandırmış görünüyor (Eum, 2017).
Özellikle Kore dalgasından sonra Müslüman ülkeleri hedefleyen politikalar farklı ülkelerden Müslümanların bölgeye ilgi ve sempatisini uyandırmıştır. Böylelikle ülkedeki Koreli Müslümanlar, “Koreli” olması hasebiyle bir taraftan yabancı Müslümanların ilgi odağı olurken bir taraftan da kendilerini kamusal ve sosyal mecralarda daha rahat ifade etme özgürlüğünü bir nebze de olsa yakalamıştır. Bunun en açık örneği, bugün sosyal medyada oldukça ciddi takipçi sayısına sahip Koreli Müslümanlardır. Müslüman dijital içerik üreticiler, Müslüman bir Korelinin gündelik hayatı ve Kore’deki yaşamını aktarmaktadır. Bora Song isimli dijital içerik üretici bu Koreli Müslümanlardan biridir.[1] Bora’nın Instagram hesabında 185 bin takipçisi bulunmaktadır. Bora Seul Merkez Cami’de Arapça öğretmekte ve İslami bilgilendirme çalışmaları yürütmektedir. Ayrıca, Müslüman ülkelere sempati duyan veya Müslüman ülkelerle iş birliği ve destek içerisinde dijital paylaşım yapan Koreliler de Kore toplumunun İslam dini ve Müslümanlara olan ön yargısını kırmasında önemli katkılar sunmaktadır. “Chomad” isimli lakabıyla Kim Cho Won Instagram’da 717 bin, Youtube’da 779 bin takipçisiyle Orta Doğu ve diğer Müslüman ülkelere yaptığı gezilerini ve pozitif tecrübelerini aktarmaktadır.[2]Bu paylaşımların etkileşimlerine bakıldığında, Kim Cho Won’un 6 Nisan 2020’de “Koreli Suudi Arabistan’daki yerel pazara gidiyor” isimli videosunun üç milyonun üzerinde görüntülenme ve on altı milyonun üzerinde de yorum aldığı görülmektedir. Üstelik yorumlar incelendiğinde, Koreli insanların da içeriklerin takibinde olduğu ve bilgi aktarımına dahil oldukları anlaşılacaktır.
Sonuç
Kore bugün kültürünü farklı ülkelere başarılı bir şekilde ihraç etse de ülke içerisinde çoklu kültürlere karşı aynı başarıyı gösterememiştir. Özellikle Müslümanların geçmişten günümüze Kore toplumu ile ilişkisi incelendiğinde Kore’nin Batı ile olan ilişkilerinin çok öncesine dayanan bu bağı yeniden tesis etmeye ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Koreli Müslümanların ülke içerisindeki durumunu sadece göçmenlik veya İslamofobi kapsamına sıkıştırmak ve onları yabancı azınlıkların arasında görmezden gelmek yakın gelecekte farklı sorunlara kapı aralayacaktır. Hükümetin hamle yaparken sadece ekonomik veya politik çıkar doğrultusunda değil sosyal uyum ve düzen anlamında yapacağı her hareket Kore toplumundaki kültürel kabul ve huzura katkı sağlayacaktır. Müslümanların içinde bulundukları durum ve gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, Kore Müslüman topluluğu ile diğer Müslüman ülkelerin münasebetinin ne derece kritik olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu minvalde Müslüman toplumların bu coğrafya ile daha yakından ilgilenmesi ve bu kadim başlangıcı tekrar hatırlaması gerekmektedir.
Kaynakça
Baker, D. (2006). Islam struggles for a toehold in Korea., Harvard Asia Quarterly, 10(1), 25-30.
Cho, H.-S., Kim, D.-S., Ahn, J. K., Oh, C., Kim, H.-J., Yoo, W.(2010). Study on the Korean attitude and perception toward Koslim (1.5 and 2nd Generation Muslim Immigrants of Korea): Based on the Survey Research, Journal of International Area Studies [제지역연] 14(1), 277-308.
Eum, I.-R., (2017). Korea's response to Islam and Islamophobia: Focusing on veiled Muslim women's experiences, Korea Observer, 48(4), 825-849.
Fathil, F. (2017). Japonya ve Güney Kore’de İslam ve Müslüman azınlıklar. Yeni Türkiye [İslam Dünyası Özel Sayısı], 96(2), 303-316.
[1] Bora Song’un Instagram adresi için bkz.: https://www.instagram.com/olaborasong/
[2] Cho Won Kim YouTube adresi için bkz.: https://bit.ly/3qPxbcm
[1] Henüz literatürde yeni olan “Koslim” ifadesi, İngilizce Korean + Muslim'in birleşmesiyle oluşur. Yabancı bir Müslüman ile Koreli bir Müslümandan doğan ikinci nesil çocukları ifade eder (Cho vd.., 2010)
Sevde Öztürk
İbn Haldun Üniversitesinde doktora eğitimine devam eden Sevde Öztürk’ün 2021 yılında Dr. Naoki Yamamoto danışmanlığında tamamladığı “Kore Savaşı ve Sonrası Süreçte (1950-1958) Türk Tugayı ve Tabur İmamlarının Korelilerin İslam Anlayışına Etkisi” isi...