
İsrail’in Doha Saldırısı: Arabuluculuk, Körfez Güvenliği ve Güç Dengeleri
İsrail’in Doha saldırısı, Hamas liderlerini hedef almanın ötesinde, arabuluculuk mekânlarını güvenlik riski haline getirdi. ABD’nin ittifak kredisi sorgulanırken, Körfez ülkeleri ortak caydırıcılık arayışına yöneldi. Olay, diplomasi kurallarını zayıflatarak bölgesel dengeleri sarsan yapısal bir kırılma yarattı.
Giriş
9 Eylül 2025’te İsrail’in Doha’da Hamas’ın üst düzey liderlerini hedef alması, bir ‘olay raporu’ ile geçiştirilemeyecek çapta yapısal sonuçlar üretmiştir. İsrail, Hamas’a karşı izlediği stratejiyi Amerika Birleşik Devletleri’nin yakın müttefiki konumundaki Katar’ın başkentine kadar taşımıştır. Bu adım, arabulucu bir başkentin egemenlik alanına yönelik ilk açık İsrail saldırısını temsil etmektedir. Bu saldırı, üç önermeyi aynı anda görünür kılmıştır. Buna göre, İsrail’in güvenlik anlayışı, düşman sahalarda örtülü eylemden müttefik başkentte aleni güç kullanımına kaymıştır. Bir diğeri, arabuluculuk, diplomatik bir işlev olmaktan çıkıp fiziksel güvenlik gerektiren bir alana dönüşmüştür. Son olarak ABD’nin caydırıcılık şemsiyesi ve ittifak yönetimi, Körfez’de itibar ve kontrol testiyle karşılaşmıştır (Reuters, 2025; AP News, 2025). Bu çerçevede, mezkur saldırı yalnızca bir suikast girişimi değil, bölgesel düzenin kurallarına dair bir meydan okuma olarak değerlendirilmelidir. (Al Jazeera, 2025; Atlantic Council, 2025).
Mezkur saldırı yalnızca bir suikast girişimi değil, bölgesel düzenin kurallarına dair bir meydan okuma olarak değerlendirilmelidir.
İsrail’in Doktrin Kayması ve Caydırıcılık Paradoksu
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “liderler (Hamas) hiçbir yerde güvende değil” ifadesi, coğrafi sınır tanımayan bir caydırıcılık doktrinine geçişin ilanıdır (AP News, 2025). Kısa vadede doktrinin rasyonel hedefi, dış liderliğin etkisizleştirilmesine ve yapının siyasal-askeri koordinasyonun zayıflatılmasına hizmet etmektedir. Fakat orta-uzun vadede, rehine dosyası ve geçici ateşkes gibi sonuçların ancak istikrarlı arka kanallarla mümkün olması da kaçınılmaz bir paradoksu beraberinde getirmiştir. Sığınak algısını yıkan her hamle, masaya dönüşün maliyetini artıracaktır. Güç gösterisi kısa vadeli sonuçlar üretse de diplomatik yalnızlaşma ve müzakere kapasitesinin erozyonu olarak geri dönecektir (Washington Post, 2025).
Arabuluculuğun Güvenlikleşmesi: Güvenli Mekanın Çöküşü
Doha’nın hedef alınması, arabuluculuğun icrası için kritik olan lojistik omurgayı (güvenli mekân, korumalı ulaşım ve mahrem iletişim altyapıları) işlevsizleştirmeyi amaçlayan bir müdahale niteliği taşımaktadır. Söz konusu üç ayak kırıldığında, müzakere bir siyasi süreç olmaktan çıkıp yüksek riskli bir güvenlik operasyonuna dönüşür (Al Jazeera, 2025). Sonuçta aktörler daha dağınık, daha düşük görünürlüklü yapılara kayar dolayısıyla karar alma yavaşlar ve temsil dağılır. Buradan iki kurumsal sonuç doğar: Birincisi arabulucu devletler “korumalı diplomasi” protokolleri (hava sahası/elektronik karartma/siber koruma/rotasyonlu mekân) geliştirmek zorundadır. Bir diğer unsur, arabuluculuk kapasitesinin giderek ev sahipliğinin askeri-teknik yeterliliklerine ve üçüncü taraf garantilerine daha sıkı biçimde bağlanmasıdır (Atlantic Council, 2025).
ABD’nin İttifak İkilemi: Çatışmaya Sürüklenme (Entrapment)–Müttefiki Terk (Abandonment) Hattında Aşınma
Saldırının El-Udeid Hava Üssü’nün gölgesinde gerçekleştirilmesi dolayısıyla Körfez kamuoyunda şu soru yükseldi: “ABD varken bile bu mümkünse, şemsiye ne kadar sağlam?” (Reuters, 2025). Washington’un tepkisi, klasik ittifak ikilemini yansıtmaktadır. Bu çerçevede Washington saldırıyı “rahatsızlık verici” olarak nitelendirirken Hamas’ın tasfiyesini meşru görmek; entrapment (müttefikin riskli adımına sürüklenme) ile abandonment (müttefiki yalnız bırakma) ikilemi arasında salınan bir tutumu ifade etmektedir (ABC News, 2025; Reuters, 2025). Bu ikircikli tutum, kontrol kapasitesi ve caydırıcılık kredisi üzerinde aşınma yaratmaktadır. Arabuluculuğun korunması için ön bildirim–koordinasyon protokollerinin somutlaşmasını ve arabulucu başkentlerin dokunulmazlığına dair açık kırmızı çizgilerin ilanını gerektirmektedir (Atlantic Council, 2025).
Bölgesel ve Küresel Tepkiler: ‘Kırmızı Çizgi’, Normalleşme ve Katar’ın Sonraki Adımları
Katar’ın başkentinin vurulması, Körfez düzleminde kırmızı çizginin aşıldığı yönünde güçlü bir algı yaratmıştır. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Kuveyt’ten gelen eşgüdümlü kınamalar yalnızca sembolik değil, normalleşme dosyalarında maliyet-fayda hesabının yeniden yapıldığını, “bugün Katar, yarın biz” refleksinin siyaseti esir aldığını göstermektedir (Anadolu Ajansı, 2025). Bu refleksin pratik sonucu, ortak caydırıcılık arayışıdır. Buna göre, hava sahası gözetiminde paylaşılabilir tehdit resminin oluşturulması, kritik tesisler etrafında operasyonel uyumun sağlanması ve arabulucu başkentlerin dokunulmazlığına ilişkin Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) iç deklarasyonu gibi temalar gündeme alınmıştır. Küresel cephede, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği’nin (AB) kınamaları normatif düzeyde önemli olmakla beraber operasyonel baskı kapasitesi sınırlıdır. Dolayısıyla bu durum İsrail’e maliyet yüklemede Batı’nın etkisinin azaldığı gözler önüne sermektedir (AP News, 2025). Washington cephesinde ise El-Udeid’in gölgesinde gerçekleşen saldırı, “ABD varken dahi bu mümkünse güvenlik şemsiyesi ne kadar sağlam?” sorusunu gündeme getirmiştir. Beyaz Saray’ın “rahatsızız” mesajı ile “Hamas’ın tasfiyesi meşru” çizgisi arasındaki gerilim, kontrol kapasitesi ve caydırıcılık kredisi üzerindeki aşınmayı da beraberinde getirmiştir (Reuters, 2025; ABC News, 2025). Bu tabloda Katar’ın bir sonraki muhtemel adımları üç katmanda şekillenebilir. Öncelikle, hukuki- diplomatik düzlemde, BM organları nezdinde danışma görüşlerinin talep edilmesi, tazminat ve sorumluluk rejimlerine ilişkin tartışmaların derinleştirilmesi ve hedefe yönelik kınama ile yaptırım çağrısı içeren mekanizmaların devreye sokulmasıdır (Al Jazeera, 2025). Bir diğeri, korumalı diplomasi, ev sahipliği yapılan süreçlerde üçüncü taraf güvenlik garantilerinin tesisini, rotasyonlu mekân kullanımını ve kapalı devre iletişim mimarisi işletilmesi yoluyla arka kanalların güvenli ve denetlenebilir biçimde sürdürülebilmesini amaçlar. Son olarak, güvenlik ortaklarının çeşitlendirilmesi, ABD ile mevcut bağların sürdürülmesini eşzamanlı olarak Türkiye ile operasyonel uyumun artırılmasını ve Çin ile Rusya’dan teknoloji ile erken uyarı katmanlarına yönelik kapasite edinimini de içeren çok kutuplu seçeneklerin test edilmesini kapsamaktadır (Atlantic Council, 2025; Washington Post, 2025). Kısacası, Doha’ya yapılan saldırı Körfez’de yalnızca ahlaki bir infial değil, kurumsal bir yeniden dengeleme sürecini tetiklemiştir. Dolayısıyla bölge içi ortak caydırıcılık ve küresel ölçekte çeşitlendirilmiş güvenlik şemsiyesi ile birlikte konuşulmaktadır.
Karşılaştırmalı Bağlam: İran/Lübnan’dan Doha’ya Norm Erozyonu
İran ve Lübnan’daki suikastlar, “düşman sahalarda örtülü/yarı örtülü operasyon” kalıbına uyuyordu. Doha’ya yönelik saldırı, ABD’nin yakın müttefiki olan bir ülkenin başkentinde icra edilen aleni bir hava harekâtı niteliği taşımaktadır (Washington Post, 2025). Bu sıçrama, coğrafi düzlemde düşman cepheden müttefik başkentlere, diplomatik düzlemde ise hedef kişilerden arabuluculuk altyapısına geçişi ifade eder. Bu nedenle Doha, sadece taktik bir tırmanış değil, kuralsal düzeneklere yönelik bir meydan okumadır (AP News, 2025; Atlantic Council, 2025).
Politika Sonuçları ve Olası Senaryolar
Bu kırılma, üç politika hattını zorunlu kılmaktadır. Birincisi, korumalı diplomasinin kurumsallaştırılmasıdır. Bu kapsamda, ev sahibi, taraflar ve üçüncü taraflardan oluşan üç ayaklı bir güvenlik mimarisinin (hava sahası güvenliği, siber ve iletişim kısıtlamaları, rotasyonlu mekân kullanımı ve kapalı devre erişim) tesis edilmesi; ihlal hâlinde otomatik olarak tetiklenecek bir diplomatik yaptırım paketinin tanımlanması ve arabulucu başkentlerin dokunulmazlığına ilişkin bir KİK iç deklarasyonunun kabul edilmesi öngörülmektedir (Al Jazeera, 2025; Anadolu Ajansı, 2025). İkincisi, ABD’nin ön bildirim–koordinasyon çizgisini açık ve bağlayıcı hale getirmesi; aksi hâlde itibar aşınması kalıcı hale gelecektir (Reuters, 2025). Üçüncü boyut, bölgesel müşterek caydırıcılıktır. Buna bağlamda, Körfez ülkeleri arasında ortak tehdit değerlendirmesinin paylaşımı ve kritik altyapılar üzerinde operasyonel eşgüdüm, İsrail’in erişim ile meşruiyet arasındaki manevra alanını sınırlandırmaktadır. Bu çerçeveye paralel olarak senaryo seti; kısa vadede “sert baskı–kırılgan mola” bağlamında sınırlı rehine takasları, orta vadede müzakerelerin donması hâlinde Lübnan–Kızıldeniz hattında denge bozucu hamlelerin artışı ve olumlu senaryoda “korumalı diplomasi” sayesinde teminatlı arka kanalların yeniden devreye girmesi biçiminde yapılandırılmaktadır. (AP News, 2025; Atlantic Council, 2025).
Sonuç
Doha saldırısı, İsrail–Hamas çatışmasının coğrafyasını genişletmekle kalmamış aynı zamanda düzen kurallarını da tartışmaya açmıştır. İsrail’in doktrin kayması, kısa vadede vurucu görünse de arabuluculuğu güvenlik riski haline getirerek müzakere kapasitesini daralmakta, bu durum rehine dosyasında ve sahada kalıcı istikrarı uzaklaştırmaktadır (AP News, 2025; Washington Post, 2025). Nihayetinde barışın yolu, öngörülebilir sınırlar ve kurumsal normların yeniden inşasından geçmektedir. Aksi hâlde Doha’da açılan çatlak, bölgesel bir kırılmaya dönüşecektir.
Kaynakça
- ABC News. (2025, 9 Eylül). Trump says he’s ‘very unhappy’ with Israeli strike in Qatar. Erişim: https://abcnews.go.com/Politics/white-house-israels-strike-doha-advance-israel-americas/story?id=125408850
- Al Jazeera. (2025, 9 Eylül). Israel attacks Hamas leadership in Qatar: All to know. Erişim: https://www.aljazeera.com/news/2025/9/9/israel-attacks-hamas-leadership-in-qatar-all-to-know
- Al Jazeera. (2025, 10 Eylül). The price of mediation? How Qatar could respond to Israel’s attack. Erişim: https://www.aljazeera.com/news/2025/9/10/the-price-of-mediation-how-qatar-could-respond-to-israels-attack
- Anadolu Ajansı. (2025, 9 Eylül). Türkiye ve Arap ülkelerinden Katar’a destek açıklamaları. Erişim: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/turkiye-ve-arap-ulkelerinden-katara-destek-aciklamalari/3682665
- AP News. (2025, 9 Eylül). Hamas says top leaders survived Israeli strike on Qatar while five members were killed. Erişim: https://apnews.com/article/qatar-explosion-doha-e319dd51b170161372442831a8023db5
- Atlantic Council. (2025, 10 Eylül). Israel just struck Hamas leadership in Qatar. What’s next? Erişim: https://www.atlanticcouncil.org/content-series/fastthinking/israel-just-struck-hamas-leadership-in-qatar-whats-next/
- Reuters (Mills, A., Choukeir, J., Elimam, A., & Mason, J.). (2025, 10 Eylül). Israel attacks Hamas leaders in Qatar; Trump says he’s ‘very unhappy’ about strike. Erişim: https://www.reuters.com/world/middle-east/israel-attacks-hamas-leaders-qatar-2025-09-10/
- Reuters. (2025, 11 Eylül). Qatar tells U.S. it may seek other partners for its security. Erişim: https://www.reuters.com/world/middle-east/israel-attacks-hamas-leaders-qatar-trump-says-hes-very-unhappy-about-strike-2025-09-09/
- The Washington Post (Masih, N., & Brown, C.). (2025, 10 Eylül). With Qatar attack, which countries has Israel struck since October 2023? Erişim: https://www.washingtonpost.com/world/2025/09/10/countries-israel-attacked-qatar-doha/
Muaz Sami Yousef
Muaz Sami Yousef, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Bölümü'nde doktora adayıdır. Doktora tezini "Sudan’da Sivil-Asker İlişkileri: Bağımsızlıktan Günümüze Eleştirel Bir İnceleme" başlığıyla hazırlamaktadır. Yüksek lisans dereces...