
Suriye'nin Yeniden İnşası: Öncelikler ve Zorluklar
Suriye’de savaş sonrası yeniden inşa sürecinde izlenecek kalkınma yaklaşımları hayati önem taşıyor. Bu doğrultuda geliştirilebilecek iki temel yaklaşımdan ilki, düşük maliyetle yüksek etki sağlayabilecek tarım ve sanayi gibi sektörleri önceleyerek diğer küçük ölçekli sanayilerin gelişmesine katkıda bulunmaktır. İkincisi ise, merkeziyetçiliğin sınırlı kaldığı bir yapıda toplumsal katılımı teşvik ederek, her bölgenin kendi kaynaklarına dayanarak toparlanmasını mümkün kılacak yerel kalkınma yaklaşımını benimsemektir.
2024 yılının sonunda Suriye'de Sosyalist Baas Partisinin altmış yıllık iktidar dönemi sona erdi. Bu süre zarfında parti; 1970’lerde özel kurumların kamulaştırılması, 1990’larda özel sektörün sömürülmesi ve 2011’den itibaren devlet kurumları ile ekonomik kaynakların savaşın hizmetine sunulması arasında dalgalandı. Bu süreç, Suriye ekonomisi üzerinde ağır sonuçlar doğurdu: tamamen yıkılmış şehirler, yoksulluk sınırının altında yaşayan yaklaşık 14 milyon insan, değeri iyice zayıflamış bir Suriye lirası ve ihtiyaçları karşılayamayan verimsiz bir devlet mekanizması. Nitekim Suriye’nin 2023 yılı GSYİH’sinin 8 milyar dolar olduğu tahmin edilirken, 2010’da bu rakam 70 milyar dolardı (2024, “الاقتصاد السوري).
Ülkeden ayrılan Suriyelilerin sayısı da oldukça yüksek. 6 milyondan fazla Suriyeli mülteci konumunda bulunurken (Al Terkawi, 2023) 3 milyon kişi ekonomik sebeplerle ülkelerinden ayrılmak zorunda kaldı. Bunların büyük çoğunluğunu ise ülke ekonomisinde önemli bir işgücünü temsil eden gençler oluşturuyor. Bu da Suriye nüfusunun %40’ının ülke dışında olduğu anlamına geliyor. Aynı dönemde, 2010’da 18 milyar dolar olan ihracat 2021 itibarıyla 1.8 milyar dolara kadar geriledi (World Bank, 2023). Savaş sonrası dönem, genellikle ekonomiyi yeniden değerlendirme ve gerçek potansiyeline uygun şekilde geliştirme fırsatı sunar. Bu süreç, halkın farklı kesimlerinin çıkarlarıyla ve uluslararası/bölgesel koşullarla uyumlu şekilde reforme edilen bir hedef doğrultusunda sıfırdan başlama sürecini ifade eder. Ancak bu süreç, ülkenin güvenliğinin ve istikrarının sağlanmasından tüccarların ve işgücünün ülkeye dönmesinin sağlanmasına kadar uzanan büyük zorluklar içerir.
Suriye örneğinde, ülkenin en önemli doğal kaynakları olan petrol yatakları hala ABD askeri üsleri tarafından korunan PKK[1] kontrolünde olduğu için nispeten karmaşık bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Ayrıca, Suriye'nin güneyinde ve batısında hala yeni hükümetin otoritesine tam olarak tabi olmayan askeri yerleşim bölgeleri bulunmakta. Savaştan çıkan bazı ülkeler genellikle Batılı ülkelerden gelen kredi ve hibelere bel bağlamakta. Ancak bu tür finansmanlar, çoğu zaman sert siyasi ve ekonomik dönüşümleri gerektirdiğinden yerel ekonomik yapıya tam olarak uyum sağlamayabilir. Bu doğrultuda, Suriye'de yeniden yapılanma aşaması için bir dizi kalkınma yaklaşımı geliştirilebilir. İlki, belirli bir veya iki sektöre odaklanarak diğer sektörleri de kalkınma sürecine dahil etmektir. Bu bağlamda öncelikli olarak şu sektörlere odaklanılabilir:
- Tarım: Suriye'de GSYH'nin %20'sinin, yeniden yapılandırma açısından en az maliyetli olan tarımdan geldiği tahmin edilmektedir. Suriye'de 6 milyon hektar ekilebilir alan (ülke yüzölçümünün üçte biri) ve yaklaşık bir milyon işçi bulunduğundan tarım sektörü aynı zamanda en hayati sektördür (Syrian Constitution Party, 2025). Bu aşamada tarım sektörü birincil gıda kaynağı olduğundan ve büyük ölçüde kendi işlerini geliştirebilecek özel sektördeki çiftçilerin elinde olduğundan, yeniden canlandırılmasının en düşük maliyetli ve en faydalı sektör olacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, üretimi geliştirebilecek modern tarımsal girdilerin erişebilir olması ve hayvancılık sektöründe gübre, tohum ve yem fiyatlarının sübvanse edilmesi gerekmektedir.
Tarım sektörü, başlıca tahıl üretimini sağlayarak Suriyelilerin temel gıda ihtiyaçlarını karşılamayı ve sebze-meyve arzını güvence altına almayı hedeflemektedir. Ayrıca, üretilen tarım ürünlerinin bir kısmı sanayi sektörüne yönlendirilebilir ve ihracat potansiyeli değerlendirilebilir. Güçlü bir tarım üretimi, yoksulluğun azalmasına katkıda bulunurken, devlet hazinesine vergi ve harç yoluyla ek gelir sağlayarak kamu maliyesine de destek olabilir.
- Sanayi: 2011 öncesinde Suriye'de tekstil ve kimya sanayisi yaygındı. Otomobil, elektrik kabloları, seramik, demir ve çimento gibi büyük sanayi dallarında da iyi ihracat performansı gözlemleniyordu. Ancak bugün, bu sektörlerin eski seviyesine ulaşması uzun zaman ve büyük yatırımlar gerektiriyor. Dolayısıyla bu tür endüstrileri hızlı bir şekilde restore etmek zor olduğundan yeniden yapılanma sürecinde, özellikle gıda konserve sanayisi gibi küçük ve orta ölçekli sanayilere öncelik verilmelidir.
Bu iki sektöre odaklanmak, “kalkınma alanları” olarak bilinen bir tür ekonomik çekim merkezi yaratarak tarım ve ona bağlı sanayilere yönelik yatırım, ulaşım, depolama ve ticaret gibi diğer sektörleri canlandırabilir. Bu yaklaşım, toplam 6 milyon kişilik iş gücünün yaklaşık 2 milyonunun hızla ve düşük maliyetle istihdama katılmasını sağlar. Orta vadede çok sayıda Suriyeliyi istihdam edebilen lojistik sektörü gibi diğer sektörleri de tetikleyebilir. Ayrıca bu yöntem, bir veya iki ekonomik sektöre odaklanarak diğer sektörlerin de bu etkiyle gelişmesini sağlayan dengesiz kalkınma modeliyle ve öncü sektör teorisiyle uyumludur. Her ne kadar bu yöntemin bazı dezavantajları bulunsa da düşük maliyetli olması ve savaş sonrası Suriye hükümetinin sınırlı imkânlarına uygun olması nedeniyle avantajlıdır. Nitekim tarım sektörüne ve tarıma dayalı sanayilere odaklanmak; tarım makineleri üretimi, gübre ve yem sanayisini de canlandırabilir. Üstelik bu sektörlerin planlanması ve yönetimi diğer alanlara kıyasla daha kolaydır ve devletin mali kaynaklarını daha etkin şekilde kullanmasına olanak tanır.
Suriye'de savaş sonrası dönemde kalkınma sürecinde benimsenebilecek bir diğer strateji ise yerel kalkınma yaklaşımıdır. Bu strateji, vilayetlerdeki yerel idareleri güçlendirmeye ve her bölgenin halkını kalkınma sürecine dahil etmeye dayanır. Böylece, her Suriye vilayeti veya bölgesi, diğerlerinden farklı kaynaklara sahip bir alan olarak ele alınabilir ve ayrı ayrı odaklanılabilir. Öyle ki, kalkınma sürecinden sorumlu olan kişiler, doğrudan bölge halkı tarafından seçilen temsilciler olur. Bu yaklaşım, devletin merkezileşmesini zayıflattığı ve bölgeleri merkezden bağımsızlaştırdığı için eleştirilirse de uygun yasal düzenlemeler ile bu risk kontrol altına alınabilir. Öte yandan güvenliğin sağlanması, ordunun güçlendirilmesi ve devlet otoritesinin korunmasıyla ülkenin bütünlüğü muhafaza edilebilir. Bu açıdan Suriye'deki mezhep ve etnik çeşitlilik nedeniyle halk tarafından kabul görebilir bir yaklaşımdır. Zira farklı etnik gruplar, halihazırda kendi bölgelerinde belli haklar elde etmeyi arzulamaktadır. Bu durum, bölgelerinde merkezi kalkınma sürecinin sonuçlarının tahmin edilmesinin zor olmasından dolayı, kendi bölgelerinin kalkınmasına daha fazla odaklanmalarını sağlar.
Sonuç
Suriye'nin kuzeydoğusunda petrol ve gaz kaynaklarına ek olarak tarımsal kaynaklar ve buna uygun bir iş gücü bulunmaktadır. Ancak, petrol ve gaza yatırım yapmak pahalı olduğundan değişmesi uzun zaman alabilecek bölgesel ve yerel anlayışlarla çatışmaktadır. Ayrıca, sanayi altyapısının büyük ölçüde tahrip olması petrol ve gaz kaynaklarından tam anlamıyla faydalanmayı zorlaştırmaktadır. Yine de bu kaynaklar orta vadede ülkenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Ülkenin Esad yönetiminden kurtulmasını takip eden ilk aylarda, az mali destek gerektiren ancak yüksek etki sağlayabilecek sektörlere odaklanmak önemlidir. Bu sektörler, düşük yatırım sermayesi gerektirerek diğer sanayilere destek sağlayabilir ve orta ve uzun vadede büyümelerini teşvik edebilir.
Bu bağlamda, Suriye genelinde yaygın olan tarım sektörü bu rolü üstlenebilir. Nitekim ülkenin doğusunda ve kuzeyinde tahıl ve pamuk yetiştiriciliği ön plana çıkarken kuzeyde ayrıca fıstık ve zeytin üretimi yaygındır. Batıda meyve ve sebze tarımı baskınken güneyde tütün, sebze ve meyve üretimi öne çıkmaktadır. Şam çevresinde sebze tarımı yapılabilen verimli araziler bulunmakta, ayrıca büyükbaş hayvancılık işletmeleri ile koyun, sığır ve kümes hayvancılığı yaygın bir şekilde faaliyet göstermektedir. Dolayısıyla tarım sayesinde et ve sebze konserveciliği ve ihracatına ek olarak pamuğun ipliğe dönüştürülmesi gibi basit sanayiler kurulabilir ve bu da Suriye'yi bir adım ileriye taşıyacak hızlı bir başlangıcı garanti eder.
[1] Editör Notu: PKK, Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanırken PYD de örgütün Suriye'deki uzantısı olarak biliniyor.
***
Kaynakça
Al Terkawi, K. (2023). Map of the distribution of Syrians inside and outside Syria. Jusoor Studies. https://jusoor.co/en/details/map-of-the-distribution-of-syrians-inside-and-outside-syria
Syrian Constitution Party. (2025, 9 Ocak). The agricultural sector in Syria.
Dünya Bankası (2023). Syria economic monitor. http://documents.worldbank.org/curated/en/099540309012311026
الاقتصاد السوري: تحليل مقارن بين عامي 2010 و2023, (2024, Mart). https://bit.ly/4hJZzoI
Khaled Al-Terkawi
Suriyeli ekonomist Khaled Al-Terkawi, doktorasını ekonomik kalkınma alanında tamamlamıştır. ...