Suudi 2030 Vizyonu Yerel Medyayı Nasıl Etkiledi?
Suudi Arabistan’da Neler Oluyor?
Suudi Arabistan, son yıllarda adını büyük reformlarla duyuran bir ülke oldu. Kuruluşundan bu yana süregelen Vehhabilik ideolojisine dayalı teokratik siyasal düzenini ve gayrimüslim dünyaya kapalı devlet görünümünü 10 yıla yakın bir süredir akıl almaz bir hızla değiştirmeye çalışıyor. Reformlar, devletin bir İslam devleti olduğu fikrini muhafaza edip bu kırmızı çizgi dışında kalan tüm fikir ve ideolojileri yok sayıyor. Devletin ideolojisi, Vehhabilik çizgisinden çıkartılıp Krallık tarihinde daha önce duyulmamış bir konsept olan “Suudi milliyetçiliği” fikri üzerine oturtulmaya çalışılıyor.
Destekleyeni de eleştireni de çok olan reformlar, ülkede ve dünya çapında derin tartışmalara yol açmış durumda. Ülkenin yaşadığı dönüşümün çok yönlü ve karmaşık siyasal, ekonomik ve sosyal boyutlarının olduğu ortada. Yeni Suudi Arabistan, ülkeyi yakından takip eden araştırmacıların hiç de alışık olmadığı, büyük tabuların yıkıldığı, sarsıcı ve çarpıcı boyutlarda sonuçları olan bir dönüşümden geçiyor.
“Değişim” Nasıl Başladı?
Suudi Arabistan’ın dış dünyaya açık, hoşgörülü, ekstremizmden uzak, modern ve Suudi milliyetçiliği fikrine dayanan bir devlet olma hikayesi her ne kadar Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la başlatılsa da hikâye aslında daha da geriye dayanıyor. Değişimin temelleri tahtında yalnızca 9 yıl kalabilen Kral Abdullah’ın cesur ve görece liberal adımlarıyla başlamıştı. Kral Abdullah’ın reformları devletin resmî ideolojisini değiştirme, ulema sınıfını saf dışı bırakma ve dinin gündelik hayattaki etkisini azaltma gibi tehlikeli adımları hedeflemese de Muhammed bin Selman’ın bugün yaptığı reformların temelini oluşturuyor. Öyle ki Kral Abdullah, kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanımış, yurtdışı yüksek öğrenim burs programını başlatmış, yeni üniversiteler ve özel ekonomik bölgeler kurmuş ve yargı sistemini değiştirmişti. Kral Abdullah’ın temkinli adımlarla inşa ettiği bu miras, üçüncü kuşaktan torunu Muhammed bin Selman’ın yapacağı köklü değişimlerin temellerini oluşturdu. Tarihe geçecek reformların başlangıç noktası ise Kral Abdullah’ın 2015 yılında vefat edip yerine Kral Selman bin Abdülaziz’in geçmesiyle oldu.
Yeni kralın 2017 yılında oğlu Muhammed bin Selman’ı veliaht prens olarak ataması, Suudi Arabistan’ın rotasını değiştirdi. Bu atama, Krallığın görmüş olduğu tüm veliaht prens atamalarından farklıydı. Süreç bol soru işaretli ve şaibeliydi. Muhammed bin Selman’ın veliaht prens olmasından önceki süreçte öncelikle Prens Mukrin bin Abdülaziz el Suud veliaht prens olarak atandı. Atamayı izleyen birkaç aydan sonra prens, kendi isteğiyle görevinden çekildi ve yerine ikinci veliaht prens Muhammed bin Nayef atandı. Bu görev değişikliğinden iki yıl sonra yine bir istifa yaşandı ve Muhammed bin Nayef’in yerine daha önce şaşırtıcı bir şekilde ikinci veliaht prens olarak atanmış olan Muhammed bin Selman atandı. Muhammed bin Selman’dan sonra da hiçbir prens ikinci veliaht prens olarak atanmadı.
“Olaylı” veliaht prens ataması, genç liderin rakiplerini elemek ve muhalif sesleri bastırmak için otoriterleşmesini gerektirdi. Muhammed bin Selman’ın atanmasını izleyen günlerde Kraliyet ailesinin önemli üyeleri yolsuzluk operasyonu altında kraliyet sarayına yakın bulunan Ritz-Carlton Oteli’nde gözaltına alındı. Olası iktidar mücadelelerini bu sert önlemle engelleyip aile içindeki meşruiyetini pekiştiren Muhammed bin Selman, muhalif görüşlerin de azalmasını istiyordu. Gazeteci-yazar Cemal Kaşıkçı, Ritz-Carlton gözaltlarından yaklaşık 11 ay sonra Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürüldü. Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın yabancı bir ülkedeki diplomatik misyonunda öldürülmesi, yeni yönetimin meşruiyetini etkileyen hiçbir şeye karşı tahammülünün olmadığının en büyük göstergesiydi. Varılan noktada iktidardaki rakiplerini eleyen ve muhalif sesleri bastıran veliaht prens artık ülkenin de facto yöneticisi, yani fiili kralı konumunda.
Nedir Bu “2030 Vizyonu”?
2016 yılında duyurulan “2030 Vizyonu”, Krallığın 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı siyasal, ekonomik ve sosyal hedeflerin ortaya konulduğu bir reform programı. Program temelde Suudi Arabistan’ın ekonomik çeşitliliğinin, küresel katılımının ve halkının yaşam kalitesinin artırılmasını hedefliyor. Vizyon programını, diğer Körfez ülkelerinde uzun yıllardan beri süregelen petrol sonrası dönem ekonomisine hazırlık yapma, turizme açılma ve dünyaya entegre olma süreçlerinin yansıması olarak okumak mümkün.
2030 Vizyonu çerçevesinde yapılan reformların özüne bakıldığında, gerçekleştirilen her bir yeniliğin programın resmî hedeflerinin dışında aşağıdaki dört ana hedeften en az biriyle ilişkili olduğu göze çarpan bir husus:
- Krallığın İslam devleti niteliğini muhafaza ederek Vehhabi ideolojisi yerine Suudi Milliyetçiliği düşüncesini ikame etmek.
- Suudi toplumunu dünyayla bütünleşmiş bir halk haline getirmek.
- Krallığın ekonomik kaynaklarını çeşitlendirerek petrole olan bağımlılığı azaltmak.
- Özellikle İslam dünyasında politika belirleyici güçlü bir bölgesel aktör olmak.
2030 Reformlarını üç ana alanda incelemek mümkün; siyasal reformlar, ekonomik reformlar ve sosyal reformlar. Siyasal alanda gerçekleşen reformlar arasında Suudi Arabistan’ın Kuruluş Günü’nün Muhammed bin Suud’un Diriye Emiri olarak tahta çıkmasını simgeleyen tarih olan 22 Şubat 1727 olarak ilan edilmesi, tahtın varislerinin İbn Suud’un soyundan gelen aynı koldan olmaması şartının getirilmesi ve yeni kanun kodifikasyonlarının yapılması gibi önemli adımlar mevcut. Bu yenilikler, milli kimliğin ve devlet aygıtına bağlılığın güçlendirilmesini sağlamasını hedefleyen en kritik adımlar. Ekonomik reformlar, halkın en çok hissettiği ve uluslararası medyanın da yoğun ilgi gösterdiği reformlar oldu. Bu reformlar arasında katma değer vergisinin ihdas edilmesi, ülkenin hac ve umre dışında da turizme açılması, ARAMCO’nun özelleştirilmesinin planlanması, çevre dostu yatırımlar yapılması, kadınların iş gücüne katılımlarının teşvik edilmesi ve Kamu Yatırım Fonu’nun yeni yatırımları gibi adımlar, dünyanın önemli iş insanlarının gözlerinin Suudi Arabistan’a çevrilmesini sağladı. Krallığın katı ve dışarıya kapalı görünümünü en çok değiştiren reformlar ise sosyal alanda gerçekleştirilen reformlar oldu. Genel Eğlence Otoritesi’nin kurulması, dünyanın önemli kültür-sanat etkinlikleri ile spor müsabakalarının ülkeye getirilmesi, sinema salonlarının açılması, kadınların araba kullanma yasağının kaldırılması, başörtüsü zorunluluğunun esnetilmesi ve din polisinin yetkilerinin kısıtlanması ülkenin dışarıdan görünen imajını değiştiren en önemli yenilikler olarak tarihe geçti.
Medya “2030 Vizyonunun” Neresinde?
Kamu gündeminin belirlenmesinde ve politik ajandanın halka benimsetilmesinde önemli araçlardan olan medya, hiç şüphesiz Yeni Suudi Vizyonu kapsamında gerçekleştirilen reformların en görünür olduğu alan oldu. Reformları izleyen süreçte gazetelerde ve haber kanallarında, sosyal medyada ve sinema sektöründe önemli değişiklikler yaşandı. Haber kanalları ve gazetelerde din alimlerinin yorumlarının ağırlığı azalırken, görece liberal ve seküler yorumcuların görünürlüğü arttı. Muhaliflerin en rahat ifade alanı bulabildiği sosyal medyada ise reformlar aleyhine yazıp çizenlerin sayısı çoğaldı. Medya alanında gündelik yaşam pratiğine en çok etki eden değişim, daha önce hiç olmayan sinema sektörünün doğması oldu.
Daha önce Vehhabi çizgiden pek taviz vermeyen Suudi basın kuruluşları yeniden şekillenerek yayın politikalarını güncelledi.
Suudi Arabistan, bir Orta Doğu monarşisi olması hasebiyle medyanın hükümeti şekillendirdiği değil, hükümetin medyayı şekillendirdiği bir devlet. Medya Bakanlığı (Ministry of Media) ile Medya Düzenleme Üst Kurulu’nun (General Authority of Media Regulation) denetimindeki ana akım medya kuruluşlarının resmi söylem dışına çıkıp eleştirel yayınlar yapması haliyle mümkün değil. Suudi basını 2017 sonrası dönemde belirgin bir dönüşüm yaşadı. Daha önce Vehhabi çizgiden pek taviz vermeyen Suudi basın kuruluşları yeniden şekillenerek yayın politikalarını güncelledi. Krallığın en büyük televizyon ağlarından olan MBC ve Rotana, her zaman resmi hükümet söylemine uygun yayınlar yaptılar ancak 2017’de yapılan Ritz-Carlton gözaltlarından sonra tamamen hükümetin kontrolü altına girdiler. Yeni Suudi basını bu süreçte iki temel görevi üstlendi: reformların propagandasını yapmak ve önemli reformlar öncesi kamuoyunun nabzını tutmak. Örneğin 2023 yılında Okaz Gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısında, cuma gününün iş günü olması ve uluslararası piyasalarla entegre olmak adına hafta sonu tatili olmaktan çıkarılması gerektiğine dair argümanlar ileri sürüldü. Bu yazı, hafta sonu tatilinin değiştirilmesi fikri kapsamında yapılan bir yoklamaydı. Suudi televizyon kanallarında yapılan programlarda ve röportajlarda reformlarla ilgili eleştirilerin yapılmaması ve yayınlarda mümkün olan her fırsatta veliaht prense dualar edilip vizyonu için teşekkür edilmesi de günümüz Suudi medyasında gözden kaçmayan bir husus.
Muhammed bin Selman’ın yönetim tarzı ve reformları, ulusal medya dışında uluslararası medyada da geniş yer buldu. Veliaht prens, Batılı medya kuruluşlarına verdiği röportajlarla ülkesinin yeni vizyonunu ve reformlarını duyurmayı başardı. Özellikle Fox News, Bloomberg, CBS News gibi Batılı medya kuruluşlarına verdiği özel röportajlarla ülkesinin değişen yüzünü, gelecek vizyonunu ve reformlarını duyurup yeni bir Suudi Arabistan imajı çizmeyi başardı. Bu röportajlar sayesinde, Suudi Arabistan’ın uluslararası kamuoyundaki imajı “modern ve yenilikçi” bir ülke olarak yeniden şekillenmeye başladı.
Daha önce sinema üretiminin olmadığı ülkede 2015 sonrası dönemde hızla dizi ve film üretilmeye başlandı. Bu dönemde yapılan film ve dizilerin en önemli ortak noktası değişimi halk nezdinde kabullendirmeyi ve normalleştirmeyi hızlandırmaktı. Yeni dönemin film ve dizilerinde artık dinî ve toplumsal tabuların drama yoluyla sorgulandığına şahit oluyoruz. 2016 yılında, orta sınıf bir erkek ile zengin bir kızın flörtleşme kavramının olmadığı ülkede yaşamaya çalıştıkları birlikteliği anlatan “Barakah Meets Barakah” isimli dram-komedi türünde bir film çekildi. Film, Suudi Arabistan tarafından Oscar’a aday gösterildi. Suudi Arabistan heyetinin bu filmi Krallık adına Oscar’da yarışması için göndermesi, hükümetin değişen politikalarının en somut göstergelerinden biriydi. 2021 yılında yayınlanan animasyon dizisi “Masameer County”, Krallığın geçirdiği sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümlere ışık tutup 2015 öncesi dönemden kalma tabuları alaycı bir şekilde eleştiriyor. 2023 yılında yayına giren Suudi komedi dizisi “Crashing Eid” ise belki de bu yapımlar arasında en cesaretli olanıydı. Dizi, Birleşik Krallık’ta kızıyla birlikte yaşayan ve eşinden boşanmış Suudi bir kadının, İngiliz Pakistanlı bir erkekle evlilik sürecini değişen aile dinamikleri üzerinden anlatıyor. Dizi, akraba evliliği, başörtüsü zorunluluğu, kadın özgürlüğü, nikahsız birliktelik, oruç tutmama ve içki içme gibi kırmızı çizgileri altüst edip sorguluyor.
Sonuç Yerine
2030 Vizyonu’nun şekillendirdiği Yeni Suudi Arabistan, 2015 öncesi akıllarda kalan imajından tamamen uzak ve farklı bir yerde konumlanıyor. 1727’de Abdülaziz bin Suud ile Muhammed bin Abdülvehhab’ın siyasi ve dini iktidarı paylaşımlarıyla kurulan devlet, günümüzde Vehhabi ideolojisine sıkı sıkıya bağlı kalmaktan kurtulup, diğer Körfez ülkelerinde olduğu gibi milliyetçiliğe dayanan bir İslam devleti kimliğine bürünüyor. Petrol sonrası döneme hazırlık kapsamında, devletin gelir kaynakları çeşitlendiriliyor ve kamu ekonomisi artık vatandaşın vergileriyle de işliyor. En önemli gelir kaynaklarından olan turizm, yalnızca hac ve umre eksenine hapsedilmekten kurtarılıyor ve tarih ile lüks turizmine yönelik ciddi yatırımlar yapılıyor. Görünen o ki, diğer Körfez ülkelerine kıyasla daha önemli bir tarihe sahip olan ve İslam’ın en önemli iki şehrine ev sahipliği yapan Suudi Arabistan, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın kral olmasıyla çok daha cesur adımlar atarak bölgedeki en kritik aktörlerden biri haline gelecek.
Muhammed bin Selman dönemi medyası, yalnızca Vehhabi din alimlerinin sesini yansıtan bir araç olmaktan çıkıp, daha çeşitli görüşlere ve eleştirel bakış açılarına yer veren bir alan haline geldi. Bu dönüşüm, toplumda farklı düşüncelerin ve yaşam tarzlarının daha görünür olmasını sağlayıp halkın reform sürecine daha geniş katılımını teşvik ediyor. Medyanın bu yeni rolü, Suudi Arabistan’ın gelecekteki dönüşümünün ve modernleşme çabalarının temel taşı olmaya aday.
Kaynakça
Almakaty, S. S. (2024). Saudi Vision 2030 and international media coverage and response: A comparative study. International Journal of International Relations, Media and Mass Communication Studies, 10(2), 55-89
Vision 2030. (t.y.). Vision 2030 Overview. Erişim adresi: www.vision2030.gov.sa/media/cofh1nmf/vision-2030-overview.pdf
Baier, B. (2023). What my interview with Saudi Crown Prince Mohammed bin Salman reveals about the power of democracy. Fox News. Erişim adresi: www.foxnews.com/opinion/interview-saudi-crown-prince-mohammed-bin-salman-reveals-power-democracy
Bashraheel, A. (2019). Rise and fall of the Saudi religious police. Arab News. Erişim adresi: www.arabnews.com/node/1558176/saudi-arabia
The New Arab. (Şubat). What is Saudi Founding Day celebrated on February 22? Erişim adresi: www.newarab.com/news/what-saudi-founding-day-celebrated-february-22
Alotaibi, M. (2023, Ağustos). Al-Jum'a yawm 'amal. Okaz. Erişim adresi: www.okaz.com.sa/articles/authors/2139949
Al Omran, A. (2021, Haziran). Saudi press crisis. Riyadh Bureau. Erişim adresi: www.riyadhbureau.com/p/saudi-press-crisis
Ruddick, G. (2017, Ağustos). Saudi ties raise doubts about Independent's editorial freedom. The Guardian. Erişim adresi: www.theguardian.com/media/2017/aug/04/independent-investor-saudi-links-raise-questions-about-editorial-freedom
Kamadan, Y. S. (2023, Ağustos). Suud'da Cuma tatili Pazar mı oluyor? GZT. Erişim adresi: www.gzt.com/mecra/suudda-cuma-tatili-pazar-mi-oluyor-3769679
Binsal, A. (2023, Ekim). Saudi animation ‘Masameer County’ returns for third season. Arab News. Erişim adresi: www.arabnews.com/node/2382096/lifestyle
Mullally, W. (2023, Ekim). Saudi Netflix drama-comedy ‘Crashing Eid’ tackles romantic taboos with heart. Arab News. Erişim adresi: www.arabnews.com/node/2382096/lifestyle
Bilal Alemdaroğlu
Gazeteci, hukukçu ve çevirmen. 1995 yılında Suriyeli bir annenin ve Türk bir babanın oğlu olarak Suudi Arabistan’da doğdu. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2020 yılında mezun oldu. Halen Maltepe Üniversitesi Disiplinlerarası...