Türkiye'ye Yönelik Afganistan Kaynaklı Göçe İlişkin Sahadan Notlar
Türkiye, hedef ve transit ülke niteliklerinin beraberinde getirdiği derin bir göç hafızasına sahiptir. Göçün küresel gündem maddelerinden biri haline geldiği günümüz dünyasında merkezi bir konumda olan Türkiye; yıllardır Suriye, Afganistan, Pakistan, Irak, İran gibi ülkelerden farklı yoğunluklar ve zamanlarda göç almaktadır. Bu noktada Afganistan, gerek yarım asra dayanan göç geçmişi gerekse son yıllarda artan göç yoğunluğuyla ön plana çıkmaktadır.
Afganistan yıllar içerisinde karşı karşıya kaldığı işgaller, savaşlar, iç karışıklıklar ve bunların beraberinde getirdiği ekonomik krizler ve yoksulluk nedeniyle dünyada göçe kaynaklık eden ülkelerin başında gelir. 2022 yılı itibariyle dünya genelinde 26,4 milyon mülteci bulunmaktadır. Mültecilerin %68’ine beş ülke kaynaklık ederken Afganistan 2,6 milyon mülteciyle üçüncü sıradadır (McAuliffe & Triandafyllidou, 2021, s. 46). Bununla birlikte Suriye İç Savaşı’na kadar Afganistan’ın dünyanın en çok mülteci veren ülke olduğunu da akılda tutmak gerekir. Söz konusu veriler, Afganistan kaynaklı göçlerin boyutunu ortaya koyarken duruma sadece bugünden bakmak yanıltıcı olacaktır.
Afganistan’dan Türkiye’ye göçün yaklaşık 40 yıllık bir geçmişi bulunurken özellikle son yıllarda Afganistan-Pakistan-İran koridoru üzerinden gelen göçmenlerin sayısında ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Söz konusu artışı net bir sayıyla ortaya koymak mümkün değildir. Nitekim göç konusunda Türkiye’deki en yetkili kurum olan Göç İdaresi Başkanlığının (GİB) kamuoyuyla paylaştığı Türkiye’ye gelen düzensiz göçe dair veriler sınırlıdır. Öte yandan göç yoğunluğunu ortaya koymaya yardımcı dolaylı diğer veriler düzenli olarak GİB tarafından paylaşılmaktadır. Sadece 2018 ve 2019 yıllarında yakalanan Afganistan kaynaklı göçmenlerin sayısı 300 bini geçerken bu sayı iki yılda yakalanan toplam düzensiz göçmen sayısının neredeyse yarısını oluşturmaktadır. Bununla birlikte 2018’den günümüze kadar yakalanan düzensiz göçmenlerin uyruk dağılımına bakıldığında ise her yıl en çok yakalanan düzensiz göçmenlerin Afganistan uyruklu olduğu görülmektedir (Göç İdaresi Başkanlığı, 2024).
Afganistan-Pakistan-İran koridoru üzerinden gelen göçmenlerin sayısında ciddi bir artış gözlemlenmektedir.
Şekil 1. Yıllara Göre Yakalanan Düzensiz Göçmenlerin Uyruk Dağılımı
(21.03.2024 itibarıyla)
Kaynak: T.C İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı
Afganistan Kaynaklı Göçün Kaçınılmaz Uğrak Noktası: Van
Türkiye-İran sınırında yer alan Van, Afganistan kaynaklı göçlerde Türkiye’ye ya da Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine geçmek isteyen göçmenler için on yıllardır kaçınılmaz bir uğrak noktasıdır. Afganistan-İran-Türkiye rotasında Avrupa ülkelerine geçiş için Van kritik bir öneme sahiptir. Öyle ki Türkiye-İran sınırı 534 kilometrelik bir alandan oluşurken bunun 295 kilometrelik kısmı Van il sınırları içerisindedir.
Kaynak: BBC News Türkçe
Bu nedenle 2021 yılından itibaren belirli aralıklarla Van şehir merkezi, ilçeleri ve sınır köylerinde saha araştırmaları yürüttüm. Bu bağlamda göç sürecine yerel aktörlerin görüşleri doğrultusunda bakıldığında şehirdeki yarım asra dayanan göç hafızası ön plana çıkmıştır (Ünay, 2022). Bununla birlikte özellikle son yıllardaki artan yoğunluk, Türkiye’nin göç politikalarını da güvenlik merkezli yapılandırmasını beraberinde getirmiştir. Göç güzergahında yer alan Suriye ve Irak sınırında olduğu gibi İran sınırında da göçmenlerin ülkeye girişini engellemeye yönelik politikalar geliştirilmiştir. Bu kapsamda Türkiye’nin dünyadaki genel eğilime uyarak uygulamaya koyduğu duvar politikası, İran sınırında da kendisini göstermiştir. Türkiye, İran ile olan sınırın Van il sınırlarını oluşturan 295 kilometrelik bölümüne duvar inşa etmektedir. Duvarı teknolojik donanımlarla güçlendiren Türkiye, özellikle 2021 sonrası dönemde kolluk kuvvetlerini de yoğun şekilde duvara entegre etmiştir.
Türkiye, İran ile olan sınırın Van il sınırlarını oluşturan 295 kilometrelik bölümüne duvar inşa etmektedir.
Sahadan Güncel Gelişmeler
2021 yılı yaz aylarında sosyal medya başta olmak üzere çeşitli medya organlarında yayılan ve genellikle "göçmenlerin akın akın Türkiye’ye gelişi" olarak lanse edilen görüntüler kamuoyunu uzun bir süre meşgul etmiştir. Bu dönemde yaptığım saha araştırmalarında, özellikle köylülerle yapılan görüşmelerde genç erkeklerin ağırlıklı olduğuna ilişkin beyanlar almakla birlikte kadın ve çocuk göçmenler de mevcuttur. Bu noktada kaçakçıların göçmenleri sınırdan geçirme yöntemleri önemlidir. Zira kamuoyuna yansıyan görüntüler bununla yakından ilgili olmuştur. Kaçakçılar sınır geçişleri esnasında genç erkekler ile kadın ve çocukları ayrı gruplara ayırmaktadır. Bu durum iki grubun sınırı geçiş hızıyla alakalıdır ve olası bir yakalanmaya karşı alınan önlemlerden biridir. Genç erkek göçmenlerin diğer gruba nazaran daha kalabalık olması söz konusu görüntüleri ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla Afganistanlı göçmenler arasında genç erkeklerin ağırlıklı olduğu doğru olmakla birlikte sadece genç erkeklerin sınırı geçtiğini söylemek yanılgıdan ibarettir. Bir diğer yanılgı, göçmen yoğunluğunun 2021 yazında radikal şekilde arttığına ilişkindir. Nitekim yaklaşık 40 yıldır bu sınırdan benzer yoğunlukta geçişler yaşanmaktadır ve eğer bir artıştan bahsedilecekse de bu yoğunluk 2018 itibariyle gözlemlenmektedir.
Van’da yaptığım görüşmelerde günlük 1200-1500 civarı göçmenin sınırı geçtiğini öğrendim. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında göçmenlerin yoğun olarak geçiş yaptığı söylenebilir. Köylülerden alınan bilgiye göre göçmenlerin sayısı köy nüfusunun iki katı olacak düzeye ulaşmıştır. Göçün kamuoyunda gündem olmasının ardından her ne kadar bir azalma yaşansa da ekim ayında dahi günlük geçişler 800-900 civarında olmuştur. Öte yandan ocak ayındaki araştırmada yaptığım görüşmelerde yoğun kar ve donma tehlikesi başta olmak üzere zorlu kış şartları nedeniyle geçişlerin daha da azalmasına rağmen günlük 300-500 civarında göçmen Türkiye’ye geçiyor. Afganistanlı göçmenlerin genel olarak ülkeden çıkış nedeni Taliban nedeniyle yaşamlarının tehlikede olması ve Afganistan’daki ekonomik durum, işsizlik gibi etkenlerdir. Göçmenlerin güzergahları kaçakçılar tarafından belirlenmekte, onların yönlendirmesiyle hareket edilmekte ya da beklenmektedir. Görüşmelerde Afganistan’dan çıkan bir göçmenin ortalama 18-20 gün yolda olduğu, bu sürenin şartlara göre kısalıp uzayabileceği ortaya çıkmıştır. Her ne kadar gelen Afganistanlı göçmenlerin sayısı kadar kamuoyunda dikkat çekmese de zorlu kış şartlarında donarak hayatını kaybeden onlarca göçmen olduğu bilinmektedir (Ünay, 2022).
Görüşmelerde Afganistan’dan çıkan bir göçmenin ortalama 18-20 gün yolda olduğu, bu sürenin şartlara göre kısalıp uzayabileceği ortaya çıkmıştır.
Bütün bu zorlu süreçler, göçün ve söz konusu göç rotasının doğasından kaynaklıdır. Buna ek olarak İran ve Türkiye sınırlarında güvenlik önlemlerinin artırılması, açık bir hak ihlali olan geri itme uygulamalarının rutin hale gelmesi, sınır görevlilerinin göçmenlere karşı sert yaklaşımları ve son yıllarda sayıları artan eşkıyalar ve fidyeciler, göçmenler için süreci daha da zorlaştırmaktadır. Öte yandan 2020’de 1500-2000 dolar civarında olan Afganistan-Türkiye (Van) rotasının ücreti günümüzde[1] 5000 dolara kadar ulaşmıştır. Göçmen kaçakçıları bu ücret karşılığında genellikle üç sefere kadar göçmenlere sınırı geçebilme hakkı tanımaktadır. Ancak geri itme ve sınır dışı uygulamalarının son dönemdeki radikal artışı, bu sayının çok üzerinde geri itmeye sebebiyet vermekte, göçmenlerin sınır geçişlerini oldukça zorlaştırmakta ve kaçakçılara ödedikleri paranın genellikle boşa gitmesine neden olmaktadır.
Geleceğe İlişkin Öngörüler
Bütün bu zorluklara ve alınan güvenlik önlemlerindeki artışa rağmen Afganistan’dan Türkiye’ye göçün duracağını, azalacağını ya da sonlanacağını düşünmek göçü ve göçmeni bilmemek ve anlamamakla ilgili muazzam bir yanılgıdır. 40 yıllık göç hafızası bir yana, dünya üzerindeki bütün göç süreçlerinde de önündeki engel ne olursa olsun benzer bir devamlılık söz konusudur. Nitekim eleştirilere konu bir klişe haline gelen “göçün insanlık tarihi kadar eskilere dayandığı” bu yanılgıyı içinde barındırmaktadır.
Buradan hareketle Türkiye’ye yönelik Afganistan kaynaklı göçe dair naçizane bazı önerilerde bulunmak bir zorunluluk haline gelmiştir:
- Türkiye, salt bir güvenlik perspektifinden çıkararak göçü yönetmeye çabalamalıdır.
- Sınırların güvenliğini sağlamakla birlikte bu güvenlik politikaları, her şeyden önce bir insan olarak göçmenlerin haklarını ihlal eden uygulamalar doğurmamalıdır.
- Sınırlarına duvarlar inşa ederek göçmenlerin engelleneceğini düşünmek trajikomik bir uygulamadır, bundan derhal vazgeçilmelidir. Zira sahada birebir gözlemlendiği üzere; duvarları aşmak duvardan daha yüksek bir merdivenle, kazılabilecek bir tünelle ya da dikenli tellerin üzerine atılan bir battaniyeyle kolayca mümkündür. Sınır duvarlarının bir katkısı olacaksa da bu göç rotalarının değişmesi ve göçmenlerin daha uzun ve tehlikeli yollara yönelmesi ile mümkündür ki bu da göçmenler için hayati tehlikenin artması anlamına gelmektedir.
- Sınırlarda son dönemde radikal şekilde artan geri itme ve geri gönderme uygulamalarından vazgeçilmelidir. Göçmenlerin sınır dışı edilmesi sürecindeki yasal süreç göz ardı edilmemeli, hak ihlallerinin önüne geçilerek söz konusu ihlaller normalleştirilmemelidir.
- Göç politikalarında insani diplomasi yeniden odak olarak ele alınmalıdır. Bu kapsamda göçün geldiği kaynak ülkelerdeki göçe sebebiyet veren her türlü tehdit ve sorunun çözümüne ilişkin politikalar artırılmalıdır.
- Göçmenler iç veya dış siyasetin bir aracı haline getirilmemelidir.
Kaynakça
Göç İdaresi Başkanlığı. (Mart, 2024). Yıllara Göre Yakalanmış Düzensiz Göçmenlerin Uyruk Dağılımı. https://www.goc.gov.tr/duzensiz-goc-istatistikler adresinden erişilmiştir.
McAuliffe, M., & Triandafyllidou, A. (2021). World migration report 2022. International Organization for Migration. https://www.un-ilibrary.org/content/books/9789292680763 adresinden erişilmiştir.
Qurbani, S. (2023). Afghan migrants kidnapped and tortured on Iran-Turkey border. BBC. https://www.bbc.com/news/world-asia-65749889 adresinden erişilmiştir
Ünay, H. (2022). Türkiye’ye yönelik Afganistan göçüne yerelden bakmak: Van saha araştırması çalışma raporu. Göç Araştırmaları Vakfı. 26 Mart 2024 tarihinde https://gocvakfi.org/calisma-raporlari/ adresinden erişilmiştir.
Notlar:
[1] Günümüze ilişkin veriler yazarın Ocak 2024’te Van’da yaptığı saha araştırmasına dayanmaktadır. Söz konusu araştırma; “Decentring the Study of Migrant Returns and Readmission Policies in Europe and Beyond (GAPs)” başlıklı Horizon projesi kapsamında yapılmıştır. Proje hakkında detaylı bilgi için Bkz: https://www.returnmigration.eu/
Hakan Ünay
Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora öğrencisidir. Lisansını Selçuk Üniversitesi’nde, yüksek lisansını Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler bölümlerinde tamamlamıştır. Haziran 2019-Mart 2024 tarihleri a...