Dijital Otoriterleşme ve Teknikleri
Otoriter rejimler kamusal alanda kendi çıkarlarıyla örtüşmeyen davranışlara karşı baskıcı politikalar izlerler. Bu rejimler kamusal alanın yanı sıra dijital alanda da kısıtlamalar uygulamaktadır. Özellikle pandemi döneminde bazı devletlerin dijital alanda kurallarını arttırdığına dair izlenimler ve raporlar mevcuttur. Bu yazının ilk kısmında dijital otoriterleşmenin tanımı ve tekniklerine değinilecektir. İkinci kısmında çeşitli STK’ların dijital otoriteryanizm ile ilgili yaptığı ülke çalışmalarından ve eleştirilerinden bahsedilecektir. Bu kurumlar raporlarında dijital otoriterleşmeyi insan hakları ve etik açısından değerlendirmektedir. Yazıda Çin, Umman, Pakistan, Suudi Arabistan, Fas ve Rusya ülkelerinin dijital otoriter uygulamalarına örnekler sunulmaktadır. Yazının amacı gözetlemenin nasıl meşrulaştırıldığını anlamaktır. STK raporları aracılığıyla bu durum analiz edilecektir.
Dijital otoriterleşme otoriter rejimlerin sadece teknolojiyi kullanmak amacıyla değil aynı zamanda vatandaşların davranışını şekillendirmek için gözetim, baskı, manipülasyon ve sansür yöntemlerini kullanarak otoritesini sürdürmeyi hedeflemesi olarak tanımlanabilir. (Khalil, 2020, s. 6). Feldstein (2020) dijital otoriterleşmenin altı tekniğinden bahsetmektedir: gözetim, sansür, sosyal manipülasyon, taciz, siber saldırılar ve sosyal medya kullanıcılarını doğrudan hedef alma.
Dijital otoriterleşme yapay zeka aracılığıyla üretilen teknolojilerle yapılmaktadır ve bu teknolojiler şirketler tarafından satılmaktadır. Çin merkezli Huawei bunun öncüsü iken, ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve İsrail merkezli şirketler gözetlemeye yönelik yazılımlar üretmektedir (Feldstein, 2020). Devletler topladığı büyük veriyi yapay zeka aracılığıyla sınıflandırılabilmektedir ve vatandaşların duyguları, düşünceleri ve eylemlerini tespit edebilmektedir (Khalil, 2020, s. 7). Böylece devletler vatandaşları üzerinde bir takip sistemi yürütebilmektedir. Rebecca MacKinnon otoriter rejimlerin dijital teknolojilere sağladığı uyumu otoriterliğin şebekeleşmesi olarak adlandırmaktadır (Aktaran: Oğuz, s. 110). Hükümet sosyal medyada gerçekleşen sohbetleri takip etmekte hatta vatandaşların özgürce konuşabildikleri hissini yaratan ortam oluşturmaktadır (Oğuz, 2018, s. 110). Böylece devletler sosyal medyayı kendi kurallarıyla yeniden düzenleyebilmekte ve vatandaşları adapte edebilmektedir.
Dijital Otoriterleşme ve İnsan Hakları
Feldstein (2020) araştırdığı 176 ülkenin en azından 75 ülkenin yapay zeka aracılığıyla gözetleme tekniklerini kullandığını ve Çin’in dijital otoriterliği yaymada öncü ülkelerden biri olduğunu belirtmiştir. Hükümetler yüz tanıma, güvenli şehir platformları kurarak gözetlemeyi sağlamaktadır (Feldstein, 2020).
Çin hükümeti vatandaşlarına gözetleme tekniği olarak sosyal kredi sistemini uygulamaktadır. Bu sisteme göre vatandaşlar aldıkları puanlara göre ödül ve cezaya tabiidirler; ölçümler yüz tanıma, sosyal medya kullanımı ve yapay zeka teknolojileri üzerinden değerlendirmektedir (NTV, 2020). Çin hükümeti ulusal ya da yabancı gazetecilerin hesaplarına siber saldırılar düzenlemekte, firmalara ve kişilere “cn” uzantısını zorunlu tutmak, suni kitle oluşturarak internet gündemini belirlemeye çalışmaktadır (Oğuz, 2018, s. 113).
Muhalefeti denetlemek için “veri yerelleştirme” tekniği de kullanılmaktadır. Özellikle Rusya ve Çin “Snowden” olayı sonrası vatandaşlarının verilerinin ulus içinde kalmasını sağlayacak birçok yasa çıkarttı (Oğuz, 2018, s. 117). Ayrıca Rusya SORM ve Çin Green Dam Youth Escort programlarıyla muhalifleri doğrudan gözetleyebilirler (s. 117)
NSO Group’un ürettiği casus yazılım Pegasus birçok aktiviste ve gazeteciye yönelik kullanılmaktadır. Birçok ülke bu casus yazılımı satın almaktadır. Bunun örneklerinden biri de Fas hükümetinin gazeteci Ömer Radi’nin telefonuna gizlice Pegasus casus yazılımını yükleyerek siber saldırılar gerçekleştirmesidir (Uluslararası Af Örgütü, 2020). Gazeteci Ömer Radi, Fas hükümetinin insan hakları ihlallerini ve yolsuzluklarını eleştiren bir tweet attığı için 17 Mart 2020’de hapis cezasına çarptırılıp denetimli serbestlikten faydalanmıştır (Uluslararası Af Örgütü, 2020). Bu örnekten de görüldüğü gibi bazı rejimlerde vatandaşların hapis cezasıyla siber alandan geri çekilmesi amaçlanmaktadır.
Uluslararası Af Örgütü Müdür Yardımcısı Danna Ingleton Fas hükümetinin dijital gözetimi arttırdığını ve gazetecilere uyguladığı ihlallerin bitmesi gerektiğini bildirmiştir (Uluslararası Af Örgütü, 20.06.2020). Uluslararası Af Örgütü NSO Group’un ürettiği Pegasus casus yazılımının Meksika’da gazetecilere ve milletvekillerine, Suudi aktivistlerden Ömer Abdülaziz, Yahya Assiri ve Ghanem El-Masarir’e, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı olan ödüllü insan hakları kampanyacısı Ahmed Mansur’a ve Suudi muhalif Cemal Kaşıkçı’ya karşı kullanıldığı düşünmektedir (Uluslararası Af Örgütü, 2020).
Pakistan, Umman ve Suudi Arabistan merkezli sivil toplum kuruluşları bireysel iradenin yasalar ve cezalar aracılığıyla sınırlandırılmasını ve artan dijital otoriteryanizmi eleştirmektedir. Dijital otoriteryanizmin artmasıyla özgürlüklerin ve insan haklarının kötüye kullanımı da artmaktadır. (Shahbaz ve Funk, 2019, s. 1)
Pakistan merkezli İslamabad Stratejik Çalışmalar Enstütüsü’nden Misbah Mukhtar ve Saria Shahzad “Is India Heading Towards Digital Authoritanism?” (2021) adlı yayımladığı makalede Hindistan’ın dijital otoriterleşmeye doğru giden bir rejim olduğunu savunmaktadır. Milliyetçi bir parti olan Hindistan Halk Partisi’nin (Bharatiya Janata Party) siyasal otoritesini güçlendirmek için dijital otoriterleşme uygulamalarına başvurduğunu belirtmişler ve bu durumun örneklerini sunmuşlardır. Hindistan hükümetinin NSO şirketinin yazılımı aracılığıyla siyasetçilerin verilerini takip ettiğini belirtmişlerdir (s. 3). Hindistan’ın muhalif parti lideri Rahul Gandhi attığı tweette Hindistan başbakanı Modi’nin mesajlarını okuduğuna dair imada bulunan bir tweet paylaşmıştır (s. 2). Modi hükümeti ile artan bir otoriteryanizmin mevcut olduğunu ve teknoloji ile Hindistan halkı üzerinde bir kontrol sağlamaya çalıştığını düşünmektedirler (s.4).
Suudi Arabistan merkezli ALQST for Human Rights adlı kuruluş, NSO Group’un 28-29 Eylül’de Londra’da gerçekleşen “Uluslararası Güvenlik” başlıklı sergiye katılımını eleştirmek için bir nöbet etkinliği düzenlemiş ve bu etkinliğe ilişkin analiz yayımlamıştır. Analizde NSO Group’un Pegasus yazılımını suç ve terörizmi caydırmak için kullandığını savunmuş ve henüz yazılımın kötülüğüne ilişkin bir geri dönüş vermediğini belirtmiştir. (ALQST, 2021). Ancak verilere göre ALQST Yönetim Direktörü Alaa Al Siddik ve ALQST’nin kurucusu Yahya Asiri’nin Pegasus casus yazılımıyla takip edildiği ve 50.000’den fazla telefon numarasının bu casus yazılımda yer aldığı ortaya konulmuştur (ALQST, 2021).
Umman İnsan Hakları Merkezi (2020) “Oman’s Internal Security Service Law” adlı görüş yazısında Umman Sultanı’nın gözetlemeyi meşru hale getirmesini eleştirmektedir. Umman Sultanlığı’nın çıkarttığı bu yasada 8. madde istihbarata bireysel verilere ulaşma imkanı vermekte ve 10. madde de kişiler istihabaratın talep etmesi sonucunda bilgi vermek ve muhbirleri açıklamak zorundadır. Merkez 10. maddeden dolayı istihbarat görevlilerinin şantaj yapmasına neden olabileceği ihtimali üzerinde durmuştur. Umman Sultanı Haitham bin Tariq, İç Güvenlik Hizmeti altında Siber Savunma Merkezi kurmasıyla devletin güvenlik yaklaşımını meşrulaştırmaya çalıştığını vurgulamıştır.
Otoriter rejimlerin siber alanda bu pratikleri neden uyguladığı sorusuna yanıt aranmalıdır. Örneklerden anlaşıldığı kadarıyla otoriter rejimlerin siber alanı bir propaganda aracı olarak algıladığı düşünülebilir. Kendi ideolojisini yaymak ve muhalif düşünceleri bastırmak için siber alandan faydalanmaktadır.
Birçok ülke gözetleme tekniklerini satın almakta ya da üretmektedir. Bu tekniklerin kullanılması bireysel ve toplumsal iradeyi etkilemektedir. Devletler bu durumu insan hakkı ihlalinden ziyade iç güvenlik meselesi olarak değerlendirmektedir. Devlet-birey arasındaki ilişkinin belirsizleşmeye başladığı söylenebilir.
Devletler her zaman gözetleme tekniklerini kullanmaktadır. Asıl önemli nokta gözetleme tekniklerinin bireysel haklara müdahale ettiği sınırların farkına varılmasıdır. Bilgi, devlet, toplum ve birey arasında bir uzlaşmayı gerektirmektedir. Devletlerin korkularından biri ulusötesi sınırlarda dağılan bilgi akışıdır ve bu bilgi akışını kontrol etmek istedikleri anlaşılmaktadır. Bu sebeple devlet güvenliği her zaman bireysel güvenliğin önüne geçmekte ve insan hakları ihlaline sebep olmaktadır.
Kaynakça
ALQST (2021, 28 Eylül). Human Rights Groups Say No To NSO Group’s Participation In London Security Expo. Link: https://www.alqst.org/ar/post/human-rights-groups-say-no-to-nso-group-participation-in-london-security-expo
Feldstein, S (2020, 12 Şubat). When it Comes to Digital Authoritarianism, China is a Challenge. Texas National Security Review Link: https://warontherocks.com/2020/02/when-it-comes-to-digital-authoritarianism-china-is-a-challenge-but-not-the-only-challenge/
Shahbaz A.ve Funk A. (2019). Freedom House on Net: The Crisis of Social Media. Freedom House Link: https://freedomhouse.org/sites/default/files/2019-11/11042019_Report_FH_FOTN_2019_final_Public_Download.pdf
Khalil, L. (2020). Digital Authoritarianism, China and COVID. The Lowy Institute.
Mukhtar, M. Shahzad, S. (2021). Is India Heading Towards Digital Authoritanism?. Institute of Strategic Studies Islamabad Link: https://issi.org.pk/wp-content/uploads/2021/09/IB_Misbah_and_Saira_Sept_13_2021.pdf
NTV (2020, 12 Şubat). Çin’de vatandaşlar davranışlarına göre puanlanacak (Sosyal kredi sistemi) https://www.ntv.com.tr
Oğuz, M. C. (2018). “Şebekeleşmiş Otoriteryanizm” ya da Otoriter Rejimlerin Siber Alanla İlişkisi: Rusya ve Çin Üzerine Bir Literatür İncelemesi. Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, (31), 103-120.
Link: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/609660
Uluslararası Af Örgütü (2020, 22 Haziran). Hükümetler NSO Group sayesinde gözetlemeye ve saldırıya devam ediyor Link: https://www.amnesty.org.tr/icerik/hukumetler-nso-group-sayesinde-gozetlemeye-ve-saldiriya-devam-ediyor
Umman İnsan Hakları Merkezi (2021, 6 Eylül). Oman’s Internal Security Service Law.
Link: https://ochroman.org/eng/2021/09/internal-security-service-law/
Ceyda Bostancı
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2017 yılında mezun oldu. 2022 yılında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2023 yılından beri İst...